10. Hukuk Dairesi 2014/10965 E. , 2014/15271 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum, davalılardan... Ltd. Şti. ve .... Tic. A.Ş.’nin vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Hükme esas alınan bilirkişi raporu oluşa uygun bulunduğu gibi; ayrıca, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması; Anayasa’nın 153. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu bulunması; iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca yürürlükteki yasaları tatbik etmekle yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekip; 506 sayılı Yasa uyarınca açılan rücuan tazminat davalarına ilişkin olarak süregelen uygulamada olduğu gibi, maddi zarar (Tavan) hesabı yapılması gereği ortadan kalktığından; mahkemece tazminine hükmedilen miktarın, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin davalıların %80 kusuru karşılığını oluşturan kısmını aşmamış bulunmasına göre, mahkemenin, gerçek zarar hesabını esas almasına ilişkin yanlışlığı sonuca etkili bulunmamıştır.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin b bendinde (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinde) tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri” yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekir. Davalılardan İda şirketi ile ... şirketi arasında adi ortaklık bulunmakta olup, her birinin karar başlığına ayrı ayrı yazılması yerine, (1) numaralı davalı olarak her ikisinin yazılması; yine ... Otom. Tarım Gıda İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... Tic. A.Ş.’nin ünvanlarının hatalı yazılmış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi gözetilerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : kararın başlığında (1) numaralı davalı olarak yazılı sözcükler silinerek, yerine, “... İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.” sözcüklerinin; (2) numaralı davalı olarak yazılı sözcükler silinerek, yerine, “... İnş. Tur. Müh. Otom. Tarım Gıda İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.” sözcüklerinin; (3) numaralı davalı olarak yazılı sözcükler silinerek, yerine, “... Taah. İnş. ve San. Tic. A.Ş.” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.