
Esas No: 2013/14183
Karar No: 2014/15299
Karar Tarihi: 19.06.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/14183 Esas 2014/15299 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Davalının ... 4.İcra Müdürlüğü"nün 2008/5863 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak olarak 2.678,28-TL yönünden ve işlemiş faiz olarak 277,20 TL yönünden kaldırılmasına, bu miktarlar açısından ve işleyecek faiz açısından takibin devamına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında, icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için, gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi, yani, alacağın tüm unsurlarının bilinmesi, ya da, bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için, borçlu tarafından, tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde; mahkemece, kabul edilen asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı Kurum yararına, kabul edilen asıl alacak üzerinden, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddine kararı verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 1. bendinin son kısmındaki “Davacının icra-inkar tazminatı talebinin REDDİNE,” ibaresinin silinerek, yerine, “Kabul edilen 2678,28 TL lik asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.