13. Hukuk Dairesi 2015/43032 E. , 2018/6142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hazır beton karşılığı yazılı sözleşme ile 6073 ada, 5 parsel A Blok, 18 Nolu bağımsız bölümün henüz inşa halinde iken dava dışı ... Beton A.Ş.’ye satıldığını, konutun inşa halinde iken 12.10.2006 tarihli yazılı sözleşme ile dava dışı ... Beton A.Ş. tarafından kendisine satıldığını, konutun tapu ferağının davalılar tarafından 30.06.2010 tarihinde verildiğini, davalılar tarafından inşa edilen binanın yapı kullanma izin belgesinin olmadığını, yapı kullanma izin belgesini almak yükümlülüğünün davalılar üzerinde olmasına rağmen söz konusu raporu almak için belediyeye müracaat ettiğini, belediye tarafından yapılan incelemede bir takım eksiklikler nedeniyle verilemeyeceğinin belirtildiğini, mesken ruhsatının olmamasının dairelerin rayiç değerinin önemli oranda düşürmekte olduğunu, davalılara gönderilen ihtarlarla eksikliklerin yerine getirilmesinin talep edildiğini, ancak cevap verilmediğini, yapılan tespit sonrası alınan raporda sadece inşaat yönünden ayıplı imalatın toplam 34.929,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bu tespiti kabul etmediğini, mahkemece, alınacak rapor ile eksik ve ayıplı işler ile değer kaybının belirleneceğini, bu nedenle belirsiz alacak davası açtığını ileri sürerek; eksik ve ayıplı iş ve imalatların tespiti ile bunlardan doğan alacağından şimdilik 10.000,00 TL"nin 30.6.2010 tarihinden avans faiziyle birlikte, 10.000,00 TL değer kaybı ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ve tespit dosyasından yapılan masrafların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacıya ait bağımsız bölümdeki eksik iş bedeli olarak 2.500,00 TL, ortak alanlardaki eksik ayıplı iş bedelinden davacı hissesine düşen 3.067,37 TL toplamı 5.567,37 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine, değer kaybı sebebiyle 10.000,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, satın aldığı taşınmazın iskan ruhsatının alınmaması nedeniyle taşınmazda meydan gelen değer kaybının tazminini istemiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen değer kaybı miktarı yönünden taleple bağlı kalınarak değer kaybına hükmedilmiştir.
Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.