13. Hukuk Dairesi 2015/38873 E. , 2018/6205 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, yaptıkları ihale ile davalıyla hizmet alım sözleşmesi imzalamaları üzerine, bakanlıklarında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçiye, işçilik alacaklarının tahsili amacıyla aleyhlerine açtığı dava sonucunda ödeme yaptıkları için fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 29.727,97 TL"nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 29.727,97 TL"nin 27/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, hizmet alım ihalesinin davalı tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından ve ücretlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatları ve ücret alacaklarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan tazminatın ve ücret alacağının eldeki davanın tarafı olan davacıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.
Dava, asıl işveren davacı Bakanlığa, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile yıllık izin ücreti alacağından tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir.
Somut olayda davacı, dava dışı işçiye ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının tamamının, işçiyi son alt işveren olarak çalıştırmış olan davalıdan tahsilini istemiş ve mahkemece davacının talep edebileceği alacağın tamamından son alt işverenin sorumlu olduğuna kanaat getirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, tamamından sorumlu olmasının İş Kanunu gereği yalnız işçiye karşı olduğu, işçiyi çalıştırmış olan alt işverenlerin her birinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, dava dışı işçinin davalı işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak kıdem tazminatının ve yıllık izin ücretinin bu alt işverenlerden tahsiline karar verilmesi gerektiği, işçinin hangi alt işveren döneminde doğmuş fazla mesai ve hafta tatili ücreti alacağı varsa bu ücretlerin de o alt işverenden tahsiline hükmedilmesi gerektiği ve ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de davalılara rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalıdan bu alacağını da talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.