8. Hukuk Dairesi 2017/11184 E. , 2017/7266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-birleşen davalı ...oğan vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, 29.09.2014 tarihli yargılama oturumunda araç ile ilgili taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Mahkemece, davacı ... tarafından davalı ..."a karşı açılan davanın reddine, karşı davacı ... tarafından karşı davalı ...."a karşı açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, karşı davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç değeri düştükten sonra taleple bağlılık ilkesi gereğince 32.250-TL"nin karşı davalıdan tahsiline, karşı davacı tarafça araç bedeline ilişkin açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı-birleşen davalı vekilinin asıl dava konusu 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Eşler, 22.02.1992 tarihinde evlenmiş, 24.07.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 11 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.06.2004 tarihinde satış suretiyle pay temliki+birleştirme yoluyla davalı-birleşen davacı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Söz konusu taşınmazın öncesinin davalı-birleşen davacı eş ..."ın mirasbırakanına ait iken ölümü ile ... dahil dört kardeşe 1/4"er oranda kaldığı, katkı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca anılan taşınmaz üzerine yapılan dava konusu 11 ve dava dışı 1 nolu bağımsız bölümlerin davalı-birleşen davacı ... ile birlikte mirasçı kardeşlerinin hissesine düştüğü, sonradan mirasçıların aralarında anlaşarak dava dışı 1 nolu bağımsız bölümün ..."un kardeşlerinden Leyla ve Orhan"a 1/2"şer oranda tescil edildiği, dava konusu 11 nolu bağımsız bölümün ise tamamının edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.06.2004 tarihinde davalı-birleşen davacı Yusuf adına tescil edildiği, mirasçılardan ..."in her iki bağımsız bölümden pay almadığı, hayatın olağan akışına, dosya içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına, tapu kayıtlarına göre davalı-birleşen davacı ..."un kardeşi ..."in payını 11.06.2004 tarihinde satın almak suretiyle adına tescil ettirdiğinin anlaşıldığına ve bu fiili durumun aksi kanıtlanamadığına göre dava konusu 11 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen 1/2 payının edinilmiş mal olduğu gözetilerek davacı-birleşen davalı ... lehine artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken söz konusu bağımsız bölümün hisselerinin tamamının bağış kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Davacı-birleşen davalı vekilinin birleşen dava konusu 10 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-birleşen davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Tasfiyeye konu 10 nolu bağımsız bölümün 2/3 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.02.2005 tarihinde satın alınarak, davacı-birleşen davalı eş adına tescil edilmiş, 13.07.2009 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m).
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hareketle davalı-birleşen davacının bu taşınmazdan kaynaklanan 46.111-TL alacağı bulunduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınarak 32.250-TL"ye hükmedilmişse de yapılan hesaplama dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; birleşen dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün yalnızca 2/3 hissesi edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.02.2005 tarihinde satış suretiyle davacı-birleşen davalı ... adına tescil edildiği halde mahkemece söz konusu taşınmazın tamamı birleşen davalı ..."ın mülkiyetindeymiş gibi tasfiye hesabının yapılması ve birleşen davalı aleyhine fazla alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı-birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) ve (2-b) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (2-a) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine,taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan