14. Hukuk Dairesi 2018/3660 E. , 2019/770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.08.2017 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.03.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 133 ada 18 parsel sayılı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm Dairemizin 26.02.2014 tarih, 2013/15433 E. 2014/ 2561 K. sayılı ilamıyla ""... lehine geçit kurulan 133 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre malikinin ... olduğu, davacı ..."ın payının bulunmadığı, bu nedenle mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan incelenmesi doğru görülmemiştir..."" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen ikinci karar, davacının temyizi üzerine Dairemizin 03.07.2017 tarihli, 2016/16930 Esas, 2017/5497 Karar sayılı ilamıyla “... yargılama sırasında davacının lehine geçit istediği 133 ada 18 parsel sayılı taşınmazı 6292 sayılı Kanun gereği 24.04.2014 tarihli satış işlemi ile satın almış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK"nın 115/3. fıkrası da göz önüne alınarak artık davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından söz edilemez. O halde mahkemece işin esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, davaya konu 133 ada 18 parsel sayılı taşınmaz lehine 133 ada 11 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir.
Somut olaya gelince; davacıya ait 133 ada 18 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bilirkişi kurulunun 03.07.2013 tarihli raporuna ve dosya arasındaki kadastro paftasına göre yol bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının nispi geçit ihtiyacının bulunup bulunmadığı hususunda mahkeme kararında herhangi bir tespit ve gerekçe yer almadığı gibi bu husus dosyadan da anlaşılamamaktadır.
Bu durumda mahkemece, davacının nispi geçit ihtiyacı içinde olup olmadığı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmalı, davacı geçit ihtiyacı içindeyse talebinin değerlendirilmesi, aksi halde lehine geçit hakkı kurulması istenen taşınmazın kadastral yola cephesi bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.