8. Hukuk Dairesi 2015/4563 E. , 2017/7398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı, birleşen davada davalı alacaklı vekili, 15.11.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi tarafından yapılan istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, borçlu ile 3. kişi arasında organik bağ olduğunu iddia ederek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı, birleşen davada davacı 3. kişi vekili, sundukları fatura ve belgeler uyarınca hacze konu eşyanın 3. kişiye ait olduğunu, borçlu ile organik bağın olmadığını savunarak asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulünü istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı şirket ...i. yetkilisi .....’ın 31.10.2013 tarihine kadar davalı-borçlu şirket bünyesinde çalıştığı, davalı şirketin 01.11.2013 tarihinde aynı adreste ve benzer bir unvan ile faaliyete başladığı, bünyesinde çalıştırdığı işçilerin 31.10.2013 tarihine kadar davalı-borçlu şirket bünyesinde çalıştığı, istihkak iddiasına konu makinanın da içinde bulunduğu malların önce davalı-borçlu şirket tarafından dava dışı... ...ti’ne, dava dışı şirket tarafından da aynı tarihte davalı şirkete satıldığı, makinaya ait alım satım işlemlerinin banka tevsiki yolu ile değil nakit olarak yapıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddi ile haczin devamına,asıl takip alacağının %20"si oranında davacı alacaklı lehine, davalı 3. kişi şirket aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava, alacaklının İİK"nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine, birleşen dava ise İİK"nun 96.maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasına ilişkindir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, 3. kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- 3. kişi vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK"nun 97/13. maddesine göre, istihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın % 20"sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı kurala bağlanmıştır.
Buradaki tazminat esasen alacaklı lehine getirilmiş bir gecikme tazminatı olarak nitelendirilmelidir. Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için anılan yasal düzenleme kapsamındaki tüm koşulların bir arada bulunması, buna göre üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın ertelenmesi kararının bulunması, bu kararın infaz edilmiş olması, aynı zamanda alacaklının tazminata ilişkin talebinin bulunması gerekir. Somut olayda ise takibin durdurulmasına karar verilip infaz edildiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığı halde, yazılı şekilde tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı, birleşen davada davacı 3. kişi vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 3.kişi vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4 numaralı maddesindeki, "Hacze konu eşyanın değerinin fazlalığına nazaran, asıl takip alacağının %20"si oranında davacı alacaklı lehine, davalı 3. kişi şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine," ibaresinin çıkartılarak, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.