
Esas No: 2017/461
Karar No: 2021/4740
Karar Tarihi: 13.10.2021
Danıştay 10. Daire 2017/461 Esas 2021/4740 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/461
Karar No : 2021/4740
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 15/03/2016 tarih ve E:2013/6827, K:2016/1402 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, sahibi olduğu Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, ...Mahallesi, ...Cad. Mevkii, ...ada, .... ve .... parsel sayılı taşınmazlarının önünden geçen yol üzerinde davalı idarece inşa edilen farklı seviyeli köprülü kavşak düzenlemesi ve üst geçit inşaat duvarı nedeniyle taşınmazlarında değer kaybı bulunduğu ileri sürülerek 913.727,12 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; dava konusu olayda Devlet yolunun şehir merkezinde katlı yol çalışması yapılarak farklı seviyede yapılması sonrasında davacılara ait taşınmazın değer yitirdiği ve oluşan maddi zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği, taşınmaz önünden geçen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması nedeniyle taşınmazın değerinde meydana gelen eksilmeden kaynaklı zararın tüm unsurlar değerlendirilmek suretiyle tespiti amacıyla uyuşmazlığın niteliği de gözetilerek seçilen bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğu, üzerinde yapılaşma bulunmadığı, taşınmazların 50 metrelik ... güzergâhında, ...kavşağında bulunduğu, Kızıltepe'nin işlek yolunda ve etrafında binaların bulunduğu bir mevkide olduğu, Kızıltepe Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde bulunduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı, İmar Durum Belgesinde Ticaret Alanı olarak gözüktüğü, arsaların imar plânı içinde bulunduğu, taşınmazların güzergâhının Kızıltepe ilçesinin gelişme yönünde, cazip yerlerinden olduğu, taşınmazların çevresinde yoğun yapılaşmanın olması, ilçede bina ve tesis inşaatı yapılması amacıyla sınırlı sayıda arsanın bulunması ve yoğun talep olmasının da taşınmazların değerini etkileyen ve artıran faktörler olduğu, gerçek fiyatının çok altında satılan emsal taşınmaz satış bilgilerinin kıyas alınamayacağı, emlâkçılar nezdinde yapılan piyasa araştırmasında da köprülü kavşak yapımı nedeniyle arsa metrekare birim fiyatlarında düşüş yaşandığının öğrenildiği belirtilerek, toplam 794,67 metrekare yüzölçüme sahip taşınmazların değer kaybı 377.468,25 TL olarak hesaplandığı, Mahkemece re'sen yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların emlâk vergisi beyanlarına değinilmemiş ise de; emlâk vergisi beyannamelerinde dava konusu taşınmazların 2012 yılı toplam rayiç bedeli 18.198,96 TL olarak gözüktüğünden ve bu miktarın taşınmazların gerçek değerinin çok altında olduğu bariz bulunduğundan, taşınmazlarda meydana gelen gerçek değer kaybının tespitine vergi beyanlarının esas alınamayacağı kanaatiyle, keşif incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınabilir nitelikte bulunarak, davalı idarenin köprülü kavşak yapımı nedeniyle değer kaybına uğradığı anlaşılan davacıya ait taşınmazlar nedeniyle ortaya çıkan 377.468,25 TL maddî zararın, fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunan davalı idarece, idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Daire Kararının Özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 15/03/2016 tarih ve E:2013/6827, K:2016/1402 sayılı kararıyla, tarafların temyiz istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmazın kullanımının yol çalışması sonrasında da değişmediği, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edilecek herhangi bir durum bulunmadığı, davalı idarenin harçtan muaf olduğu açık iken harç yükletilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilerek İdare Mahkemesi kararının istemleri doğrultusunda bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 15/03/2016 tarih ve E:2013/6827, K:2016/1402 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava konusu olayda, Mardin ili, Kızıltepe-Nusaybin Devlet Yolunda transit trafiğin güvenli ve kesintisiz akışını sağlamak ve yerel trafiğin ana yola katılımını düzenlemek amacı ile "Kızıltepe (Şenyurt) Köprülü Kavşağı" yol imalat projesinin ihalesi yapılarak 09/12/2010 tarihinde sözleşmesinin imzalandığı, 08/12/2011 tarihinde geçici kabulün yapıldığı, davacının sahibi olduğu Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, ...Mahallesi, ...Cad. Mevkii, ...ada, .... ve .... parsel sayılı taşınmazlarının önünden geçen yol üzerinde davalı idarece inşa edilen farklı seviyeli köprülü kavşak düzenlemesi ve üst geçit inşaat duvarı nedeniyle taşınmazlarında meydana geldiğini ileri sürdüğü değer kaybının ödenmesi istemiyle davalı idareye başvuru yaptığı ve söz konusu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un görev ve yetkiler başlıklı 4. maddesinin (a) bendinde "Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak" Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin kusursuz sorumluluğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür.
Kusursuz sorumluluk sebeplerinden olan “kamu külfetleri karşısında eşitlik” ya da diğer adıyla “fedakârlığın denkleştirilmesi” ilkesi, nimetlerinden tüm toplum tarafından yararlanılan idarenin eylem ve işlemlerinden doğan külfetlerin, sadece belli kişi veya kişilerin üstünde kalması durumunda, bu kişi veya kişilerin uğradığı zararların, kusuru olmasa dahi idarece tazminini öngörmektedir. Risk sorumluluğundan farklı olarak burada, kazalardan kaynaklanmayan, diğer bir deyişle arızi nitelikte olmayan, önceden öngörülebilen zararların tazmini söz konusudur. İdari faaliyetin doğal sonucu olan bu zarar, etki alanı bakımından sınırlı, özel ve olağan dışı nitelik arz etmektedir.
Kamu hizmetinin yürütülmesinin neden ve etkisinden kaynaklanan bir zararın doğmaması için idarece her türlü tedbir alınmasına rağmen, hizmetin doğal ve zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan, hizmetten yararlananlar yönünden genel ve olağan nitelikteki bir külfetten kaynaklanan zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır. Kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan bir zararın, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi uyarınca idarece karşılanabilmesi için, uğranıldığı ileri sürülen zararın kamu külfeti olmaktan çıkıp, hizmetten yararlananlar yönünden özel ve olağandışı bir niteliğe dönüşmüş olması gerekir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Kanun'un 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." kuralı yer almaktadır.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 282. maddesinde, " Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir." hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı da açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayda, idarece yürütülen şehirlerarası karayolu viyadük çalışması neticesinde davacıya ait Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, ...Mahallesi, ...Cad. Mevkii, ...ada, .... ve .... parsel sayılı taşınmazlarının değer yitirdiğinin ortaya çıkması halinde oluşan maddi zararın, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği açıktır.
İdare Mahkemesince 15/02/2013 tarihinde dava konusu taşınmazların mahallinde gerçekleştirilen keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğu, üzerinde yapılaşma bulunmadığı, taşınmazların 50 metrelik İpekyolu güzergâhında, Kızıltepe-Nusaybin-Mardin-Şenyurt kavşağında bulunduğu, Kızıltepe'nin işlek yolunda ve etrafında binaların bulunduğu bir mevkide olduğu, Kızıltepe Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde bulunduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı, İmar Durum Belgesinde Ticaret Alanı olarak gözüktüğü, arsaların imar plânı içinde bulunduğu, taşınmazların güzergâhının Kızıltepe ilçesinin gelişme yönünde, cazip yerlerinden olduğu, taşınmazların çevresinde yoğun yapılaşmanın olması, ilçede bina ve tesis inşaatı yapılması amacıyla sınırlı sayıda arsanın bulunması ve yoğun talep olmasının da taşınmazların değerini etkileyen ve artıran faktörler olduğu, gerçek fiyatının çok altında satılan emsal taşınmaz satış bilgilerinin kıyas alınamayacağı, emlâkçılar nezdinde yapılan piyasa araştırmasında da köprülü kavşak yapımı nedeniyle arsa metrekare birim fiyatlarında düşüş yaşandığının öğrenildiği belirtilerek, toplam 794,67 metrekare yüzölçüme sahip taşınmazların değer kaybı 377.468,25 TL olarak belirlenmiştir.
İdare Mahkemesince dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelikte bulunarak davanın kısmen kabulü ile 377.468,25 TL tazminatın kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Ancak "Kızıltepe (Şenyurt) Köprülü Kavşağı"nın davacının, dava konusu taşınmazları edindiği tarih itibarıyla köprülü kavşak düzenlemesi ile ilgili imar planı ve notlarındaki durumun ne olduğunun tespit edilmesi, şayet imar düzenlemesinde söz konusu yapı (köprülü kavşak) öngörülmüş ve davacı tarafından taşınmaz buna rağmen edinilmiş ise, idarenin herhangi bir tazminat yükümlülüğünün doğmayacağında duraksama bulunmamaktadır.
Aksine bir durumun geçerli olması halinde ise, taşınmazın meri imar planındaki kullanım fonksiyonu, arsa vasıflı taşınmazın hukuki durumu ve köprülü kavşağın taşınmaz üzerindeki etkisi, taşınmazın kullanımı ve ulaşım olanaklarına göre değer kaybı araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği de muhakkaktır.
Uyuşmazlık konusu olayda dava konusu taşınmazların değer kaybının belirlenmesinde görevlendiren bilirkişilerin taşınmazın, mevkii, kullanım şekli, elde edilen gelir, altyapı, ulaşım kolaylığı, çevresel faktörler, taşınmaza erişme kolaylığı, trafik güvenliği, görsel kesinti, havalanma, drenaj, zehirli gazdan etkilenme gibi tüm faktörleri dikkate alarak rayiç bedelini saptayabilecek, özel ve teknik bilgiye sahip bulunmamakta olup, dava konusu olayın çözümünde İdare Mahkemesince bilirkişi heyetine bir gayrimenkul değerleme uzmanı ve emlâkçının da dahil edilmesi gerekmektedir.
Bunun yanında, zarar miktarı hesaplanırken hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2012 yılı toplam rayiç bedeli 18.198,96 TL olarak gözüktüğü ve bu miktarın taşınmazların gerçek değerinin çok altında olduğu ve Kızıltepe Tapu Sicil Müdürlüğünden alınan emsal satış fiyatlarının 12,15 TL, 9,37 TL, 130,17 TL, 9,24 TL, 6,69 TL olduğu, gerçek fiyatının çok altında satılan emsal taşınmaz satış bilgilerinin kıyas alınamayacağının ifade edildiği; emlâkçılar nezdinde yapılan piyasa araştırmasında bölge m² rayiç fiyatının köprülü kavşak yapımı öncesinde 1200 TL/m² ve 1500 TL/m² arasında olduğu davalı idare çalışması sonrasında ise, arsa metrekare birim fiyatlarında düşüş yaşandığı ve 750 TL/m² ila 1000 TL/m² arasında olduğu; belirtilerek; 1350 - 875 TL/m² fiyatı esas alınarak toplam 794,67 metrekare yüzölçüme sahip taşınmazların değer kaybı 377.468,25 TL olarak hesaplanmıştır.
Ancak yukarıda belirtilen ve esas alınan birim fiyatlarının gerekçesi ve nasıl bulunduğu yolunda hiçbir açıklamaya ve gerekçeye yer verilmemekle beraber gerçek fiyatının altında satılan emsal taşınmaz birim fiyatları ile mahkemece esas alınan birim fiyatı arasında ve emlak vergisi beyanı arasında çok büyük fark olduğu da görülmektedir.
Bu durumda, bir gayrimenkul değerleme uzmanı ve emlâkçının da aralarında yer aldığı bilirkişilerce, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, yukarıda yer verilen açıklamalar dikkate alınarak köprülü kavşak yapılmasından önce ve sonra o bölgede ki yapılarda herhangi bir değer artış veya azalışı olup olmadığı, ayrıca dava konusu taşınmaz ile köprülü kavşak arasında ne kadar mesafe bulunduğu ve aradaki mesafenin dava konusu taşınmazların değer kaybının hesaplamasında esas alınan kriterlere etkisinin ne düzeyde olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne ilişkin temyize konu ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 13/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) - KARŞI OY
Dava konusu Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, ...Mahallesi, ...Cad. Mevkii, ...ada, .... ve .... parsel sayılı taşınmazlar bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere niteliğinin (vasfının) arsa olduğu, arsalar üzerinde yapılaşma bulunmadığı, taşınmazların 50 metrelik İpekyolu güzergâhında, Kızıltepe-Nusaybin-Mardin-Şenyurt kavşağında bulunduğu, davalı idarece köprülü kavşak yapılmadan önce ve sonrasında imar planı fonksiyonunda, niteliğinde ve kullanımında bir değişme olmadığı, kullanımı engelleyen ve olumsuz etkileyen herhangi bir unsur olmadığı, bölge ihtiyacını karşılayacak şekilde trafik akışını rahatlatmak amacıyla inşa edildiği göz önüne alındığında gerek kusurlu ve gerekse objektif sorumluluk ilkesi uyarınca idarenin hukuki sorumluluğundan söz edilmesine olanak bulunmamakta olup, bu nedenle tazminat hukuku ilke ve esasları dahilinde tazmin edilmesini gerektiren bir zararın bulunmadığı ve davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabul edilerek kararın bu gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncesiyle karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.