Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/457
Karar No: 2021/2206
Karar Tarihi: 21.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/457 Esas 2021/2206 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/457 E.  ,  2021/2206 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.02.2017 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR

    Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının paydaşı olduğu 119 ada 21 parsel sayılı taşınmazda dava dışı Zeynel Abidin Ova’nın 1/4 oranındaki payını 23.01.2017 tarihinde 120.000,00TL bedelle davalıya sattığını, satıştan haricen haberdar olunduğunu, önalım hakkını engellemek amacıyla satış bedelinin tapuda yüksek gösterildiğini ileri sürerek dava konusu payın gerçek satış bedeli üzerinden, önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı yanın bedelde muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedel olduğunu, daha az vergi ödeme saikiyle satış bedeli düşük gösterilen taşınmazların satış değerlerinin emsal gösterilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, bilirkişi ek raporunda satış tarihi itibari ile taşınmazın değerinin 69.986,15 TL olduğunun tespit edildiği, tapudaki satış bedeli ile taşınmazın gerçek bedeli arasında farkın muvazaa iddiasını doğruladığı gerekçeleri ile davacının muvazaa iddiası kabul edilerek keşfen belirlenen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekili tarafından ileri sürülen muvazaa iddiası kanıtlanamadığından daha önce depo edilen önalım bedelinden geriye kalan kısmın depo edilmesi için davacı vekiline kesin süre verildiği, buna ilişkin ara kararın usulüne uygun olarak tebliğine rağmen bakiye önalım bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile Sivas 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/56 Esas, 2018/191 sayılı Kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
    1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
    2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
    3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
    4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
    Somut olayda; Bölge adliye mahkemesince, davacı vekili tarafından ileri sürülen muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile tapudaki satış bedeli ve harçtan oluşan toplam 122.400,00TL önalım bedelinden daha önce mahkeme veznesine depo edilen 72.612,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 49.787,60 TL önalım bedelinin depo edilmesi için davacı vekiline kesin süre verildiği, buna ilişkin ara kararının usulüne uygun olarak tebliğine rağmen bakiye önalım bedelinin ödenmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş ise de;
    Bölge adliye mahkemesince, muvazaa ispat edilemediğinden eksik depo edilen kanuni şufa bedelinin ödenmesi için 07.05.2019 tarihli duruşmada davacı vekilinin mazeretli olması nedeniyle yokluğunda, tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş, elektronik tebligat sistemi ile davacı vekiline 12.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak tebligatın ekine kesin mehil verilen 07.05.2019 tarihli duruşma tutanağı yerine daha önceki 05.03.2019 tarihli duruşma tutanağı eklendiğinden usulüne uygun bir tebligat yapılamadığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda bölge adliye mahkemesince, resmi satış senedindeki satış bedeliyle ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinden depo edilen bedel haricinde geriye kalan bedelin depo edilmesi için davacı tarafa usulüne uygun süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 371. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 21.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi