
Esas No: 2014/18613
Karar No: 2014/18524
Karar Tarihi: 25.09.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/18613 Esas 2014/18524 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
Tarihi : 06.06.2014
No : 2012/1-2014/329
Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 02.10.1984 tarihinde kesinleşen davacıya, babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca 2011 yılının 10. ayında gerçekleştirilen işlemle 01.11.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar ve sağlık giderleri yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
İnceleme konusu davada; 28.09.2011 tarihli Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu Raporu’nda yer alan bulgu ve saptamalar, 18.04.2012 tarihinde Jandarma Komutanlığı görevlilerince düzenlenen tutanak içeriği, 1984 yılında boşanmanın gerçekleşmesine rağmen, 2011 yılı itibariyle davacı ile eski eşinin aynı avlu içerisindeki yan yana olan evlerde yaşamalarının hayatın olağan akışına aykırı olması, mahkemece yapılan yargılamada tanık olarak bilgi ve görgüsüne başvurulan M. Y."nin anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.