8. Hukuk Dairesi 2017/2120 E. , 2017/7604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 16.01.2015 başlangıç tarihli sözlü kira akdine dayanarak 05.06.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 12.000,00 TL asıl alacak ve 70.000,00 TL kira bedelinin işlemiş faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 10.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu şirket yetkilisi olduğunu iddia eden ... 10.06.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, kiranın neden kaynaklandığının takipte belli olmadığını, alacaklı olarak gözüken şirketin kiracısı olmadığını. ... Patlayıcı Maddeleri Tic. ve San. A.Ş.nin ekli kira sözleşmesinde kira parası talep etmeyeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, söz konusu taşınmazı sözleşmeye uygun olarak tahliye etmelerine ve sözleşmede açıkça kira parası talep edilmeyeceğinin belirtilmesine rağmen haklarında yasal dayanaktan yoksun takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca taşınmazın da davacı şirket tarafından kullanılmakta olduğunu ileri sürerek takibe, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı borçlu şirket itiraz dilekçesine imza sirkülerini eklemiş olup, buna göre; davalı borçlu şirket yetkilisi 14.02.2009 tarihinden itibaren 3 yıllığına ..., ... ve ..."dur.
Davacı vekili borçlu şirket temsilcisi olduğunu iddia eden Rahmi Hamurcu"nun 10.06.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz eden borçlu şirket temsilcisinin şirketi temsile yetkisi olmadığını, ancak ... 7.İcra Müdürlüğü"nce 15.06.2015 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu kararın yasaya uygun olmadığını, itirazın yetkisiz kişilerce yapıldığını ve yerinde olmadığını, borca itiraz süresinin de geçtiğini ileri sürerek, İcra Müdürlüğü"nün durdurma kararının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı taraf her ne kadar icra takip dosyasında davalı borçlunun itirazının kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip dayanağının taraflar arasında imzalanan sözleşme olduğu, sözleşmede herhangi bir kira bedeli talep edilmeyeceği belirtilmiş olup, davacının ileri sürmüş olduğu iddiaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, kira alacağının tahsili için başlatılan takipte, İcra Müdürlüğünün takibin durdurulmasına dair kararının iptaline ilişkin şikayet başvurusuna yöneliktir.
HMK"nun 26. maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. " "Taleple bağlılık" olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu açık olup, somut olay bakımından, alacaklı şikayet dilekçesinde, itirazın yetkisiz kişilerce yapıldığını ve yerinde olmadığını, borca itiraz süresinin de geçtiğini bildirmekle şikayetin sadece İcra Müdürlüğünün durdurma kararının iptaline yönelik olduğu anlaşıldığından, Mahkemece alacaklının talebi dışında borçlunun takibe itirazının yerinde olup olmadığı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, borçlu şirket adına itiraz edenlerin şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü/1; 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nm 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.