10. Hukuk Dairesi 2014/1574 E. , 2014/10133 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 25.09.2013
No : 2012/1107-2013/986
Dava, iptal edilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince 1989 yılından itibaren ölüm aylığı almakta olan davacıya, zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süreleri değerlendirilmek suretiyle anılan Kanun hükümleri kapsamında 01.02.1998 tarihi itibarıyla yaşlılık sigortasından da aylık bağlandığı, söz konusu olguyu saptayan Kurumca 2006 yılının Haziran ayında tesis edilen işlemle ölüm aylığı 01.02.1998 günü itibarıyla iptal edilip 01.02.1998 – 19.06.2006 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanakları olan 506 sayılı Kanunun 68. maddesi, anılan maddede 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle yapılan değişiklik, 09.07.2005 günü yürürlüğe giren 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 91. madde düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde Yargıtay tarafından kararlı bir şekilde sürdürülen görüş gereğince; ölüm aylığı tahsis engeli olan kendi çalışmalarından dolayı gelir/aylık alma durumuna, 68. maddede sayma yöntemi ile sınırlı sayıda belirtilen aylık kesme nedenleri arasında yer verilmeyip 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasal değişiklikle bu olgunun aylığı kesici sebep olarak öngörüldüğü, sonradan yürürlüğe giren yasal düzenlemelerin önceki kanun ile oluşan kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağı yönündeki temel hukuk kuralına göre değişikliğin 06.08.2003 günü öncesi dönem için uygulanamayacağı, ayrıca, kendi çalışmalarından dolayı aylık almakta olan kişiye hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlanamayacağı, hak sahibi kız çocuğuna zorunlu sigortalılığı üzerinden değerlendirme yapılarak aylık bağlandığı takdirde kendi çalışmalarından dolayı aylık alma olgusu gerçekleşmiş olup tamamen isteğe bağlı sigortalılık süreleri gözetilerek aylık tahsisinde anılan olgudan söz edilemeyeceği, isteğe bağlı ve zorunlu sigortalılığın birleştiği durumlarda, isteğe bağlı sigortalılık süresi aylık bağlanmasına yeterli gelmeyip zorunlu sigortalılığa da gereksinim duyulduğu takdirde kendi çalışmalarından dolayı aylık alma olgusunun varlığının açık olduğu belirgindir.
İnceleme konusu davada mahkemece uyuşmazlık doğru belirlenip yerinde yaklaşımla; öncelikle isteğe bağlı sigortalılık süresi tek başına yaşlılık aylığı tahsisine yeterli gelmediğinden bu aylığın davacının kendi çalışmalarına dayalı olduğu, sonrasında 01.02.1998 - 06.08.2003 tarihleri arasındaki süre yönünden ölüm aylığına hak kazanıldığı ve yersiz ödemeden söz edilemeyeceği, 06.08.2003 – 19.06.2006 dönemi bakımından ise aylık iptal (kesme) ve borç tahakkuku işleminin yerindeliği benimsenerek kararın gerekçesinde bu görüşe yer verilmesine, böylelikle dava konusu istemler kısmen kabul edilmesine karşın, yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm fıkrasında davanın tümden reddi yönünde karar oluşturulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.