23. Ceza Dairesi 2015/11254 E. , 2016/9750 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, diğer sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nın 155/2, 52/2, 51/1, 53/1. maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezasının ertelenmesi ve 1.000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan şirket ile sanık ...’in münferit imzasıyla temsile yetkili olduğu .... İnşaat Mimarlık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında 30.03.2007, 13.09.2007 ve 11.08.2008 tarihlerinde ayrı ayrı üç adet finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, sanıklar ... ve ...’un söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmeler kapsamındaki iş makinelerinin “.... İnşaat Mimarlık” şirketine teslim edildiği, kira ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine katılan şirketin “.... İnşaat Mimarlık” şirketi ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillere hitaben noter yoluyla ihtarname göndererek tebliğden itibaren 60 gün içinde borcun ödenmesini, ödenmezse sözleşme feshedilmiş olduğundan 60 günlük sürenin sonundan itibaren 3 gün içinde malların teslimini istediği, ancak süresinde ödeme yapılmadığı gibi malların da teslim edilmediği iddia olunan olayda;
1- Sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın savunmaları, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamından 11.08.2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesi gereğince kiralanan iki adet yükleyici iş makinesinin sanık ...’ın ortağı olduğu İsbeton Taşımacılık Ltd. Şti.nden satın alındığı ve “.... İnşaat Mimarlık” şirketine teslim edilmediği anlaşıldığından sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında beraat kararı verilirken 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı olarak uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (1) numaralı fıkrasına “5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan beyanı, finansal kiralama sözleşmeleri ve tüm dosya kapsamından sanıkların üç ayrı finansal kiralama sözleşmesi ile kiralayıp teslim aldıkları iş makinelerine ilişkin kira borçlarını ödemedikleri için gönderilen ihtarlara rağmen ödeme yapmadıkları ve malları da teslim etmedikleri anlaşıldığından hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıklar ... ve ...’un alınan ifadelerinde “.... İnşaat Mimarlık” şirketinin ortağı olduklarını kabul etmiş olmaları karşısında tebliğnamedeki bu sanıklar yönünden bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini
halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 50 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/11/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.