8. Hukuk Dairesi 2021/16297 E. , 2021/12491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı ... ve müdahil ...’nın davasının reddine, müdahil ...’un davasının kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 341 ada 15 parsel sayılı 1009,48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Davacı ... tarafından, davalılar Hazine ve ... aleyhine, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve müdahil ..." un, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak katıldığı tescil davası, dava konusu parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve bu mahkemede yürütülen yargılama sırasında müdahil ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ... ve müdahil ...’nın davasının reddine, müdahil ...’un davasının kabulüne, çekişmeli 341 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava dilekçesinde 2 ayrı taşınmaz bölümünü dava konusu ettiği halde Mahkemece dava dilekçesinde sınırları belirtilen “... ” isimli taşınmazın kadastro sırasında 341 ada 15 parsel sayılı taşınmaz olarak tespit edildiği belirlenerek, yalnızca bu parsel yönünden dava Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasında Kadastro Müdürlüğünün yazı cevabından, dava dilekçesinde sınırları belirtilen ve dava konusu edilen “... ” isimli 2. taşınmazın 330 ada 17 parsel sayısı ile kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşıldığı halde, bu taşınmaz aktarılan dava kapsamına alınıp yargılamaya dahil edilmemiştir. Ayrıca aktarılan davanın kapsamında olduğu belirlenen 341 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan zilyetlik araştırmasında, bir taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, tek ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen ve taşınmazın kullanım durumu ve kullanım süresini belirleme yönünden yetersiz ve soyut nitelikteki rapora itibar edilerek hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, aktarılan davanın kapsamında kaldığı belirlenen 330 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı davalı hale getirilerek dosya arasına konulmalı ve husumet yaygınlaştırılarak tespit yada oluşmuş ise tapu maliklerinin yöntemince davaya katılımları sağlanmalı; aktarılan dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında; dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kimler tarafından, ne sıfatla ve ne kadar süreyle kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyasına hangi tarihte başlanıp tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisinden, dava konusu taşınmazların dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, taşınmazların niteliği, üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihini ayrı ayrı belirleyen ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun"un 14 ve 17. maddedeki kazanma koşullarının davacı taraf yararına oluşup oluşmadığı üzerinde durulmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek her iki taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının kimin lehine gerçekleştiği kesin olarak belirlenmeli; taşınmazlar üzerinde şahıslar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde taşınmazın Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi uyarınca Hazine adına tescilinin gerekeceği gözönünde bulundurulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.