MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptal ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı Hazine vekili, davaya konu ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili, mülkiyet hakkının üstün tutulması gerektiğini, taşınmazın edinme tarihinin uzun yıllar öncesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın hak düşürücü süreden reddine dair önceki karar, Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.02.2010 tarih, 2010/442-1715 Esas ve Karar sayılı kararı ile “...3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Hazinenin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine, ancak her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olduğu ve dava tarihi itibarı ile davacı Hazinenin davasında haklı olup, olmadığının saptanması, buna bağlı olarak yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulmamasının araştırılıp, değerlendirilmesi...” gereğine değinilerek bozulmuş olup, davacı Hazinenin karar düzeltme isteği de reddedilmiş ve mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bahsi geçen karar, Hazine vekilinin temyizi üzerine, bu defa Daire"nin 06.06.2012 tarihli ve 2012/3886 E. 2012/5331 K. sayılı ilamı ile; hak düşürücü süreye ilişkin Yasa maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edildiği ve 23.7.2011 tarihinde de Resmi Gazetede yayımlanmasıyla iptal hükmünün yürürlüğe girdiği, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemeyeceği; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince bozmaya uyma kararı verildikten sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda davacı tarafın davasının kısmen kabulü ile davaya konu ... parsel numarası ile kayıtlı yerin tapu kaydının iptali ile deniz kıyısı olarak terkinine karar verilmesi üzerine hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan taşınmaza ait sicil kaydının kütükten terkini ve yıkımı isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; dava konusu ... parselin davalılar murisi ... adına 20/11/1979 tarihli tapulama işlemi ile tescil edilmiş olduğu, kadastro tutanağına göre; çekişme konusu ... parselin geldisinin 9/9/1974 tarihli 73 sıra numaralı tapu kaydı olduğu anlaşılmaktadır.
Daire"nin geri çevirme yazıları sonrası dosya içine giren Tapu Müdürlüğü yazısında; dava konusu tapu kaydının, 07/08/1968 tarih ve 1291 yevmiye ile yapılan ifraz işlemi oluştuğu belirtilerek, bu tapu kaydının tapulama görene kadar 09/09/1974 tarih ve 1717 yevmiye numaralı satış işlemi, 07/09/1968 tarih 1291 yevmiyeli ifraz işlemi, 25/04/1974 tarihli ve 800 yevmiye numaralı yüzölçümü düzeltilmesi (mahkeme kararı) işlemleri gördüğü belirtilmiştir.
Dava konusu parselin geldi kaydı olan 25/04/1974 tarihli ve 800 yevmiye numaralı işleminin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 04.04.1974 tarihli ve 1974/103 K. sayılı ilamı ile oluştuğu ... Tapu Müdürlüğü"nün yazısından ve eksikten gelen karar sureti ve ekli belgelerden anlaşılmaktadır. O halde; hükmen tescile esas 1974/143 Esas ve 1974/103 Esas sayılı dava dosyalarındaki keşif zabıtları ve krokiler uygulanmak sureti ile, dava konusu taşınmazın yerinin yeniden keşif yapılarak belirlenmesi ve revizyon tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde olup olmadığının araştırılması, bundan sonra temyize konu dosya yönünden davacı Hazine açısından kesin hüküm ya da dava konusu taşınmazın niteliği bakımından güçlü delil olup olmadığının belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan bu hususlar değerlendirme konusu yapılmadan, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bir kısım davalılar vekilinin, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29/05/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.