Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5952
Karar No: 2017/7854
Karar Tarihi: 29.05.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/5952 Esas 2017/7854 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/5952 E.  ,  2017/7854 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, dava konusu 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ile vekil edeninin müşterek murislerine ait olduğunu, murisin ölümü ile dava konusu taşınmazın mirasçılarına intikal ettiğini, taşınmaz üzerine vekil edenlerinin murisi olan ..."ın ev yaptığını belirterek , evin vekil edenlerinin murisi ... tarafından yapıldığının tespitine ve evin değerinin tespit edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacılar ön inceleme duruşmasında alınan beyanlarında; dava konusu taşınmazın muris tarafından 1980 yılında yapıldığını beyan etmişlerdir.
    Davalı vekili, tarafların müşterek malik bulundukları 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında .... vasfında olduğunun belirtildiğini, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinde damlı tarla olarak işlem gördüğünü, tarafların ortak murisi zamanında tespit görmüş olan taşınmazda bulunan damın davacılar murisi tarafından yapılmadığını, bu nedenle kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık dava açma süresinin bittiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; dava konusu 118 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 21/07/2014 tarihli fen bilirkişisi Ali İhsan Köklü tarafından sunulan raporda A harfi ile gösterilen evin davacıların ortak murisi ... tarafından yapıldığının tespitine, dava konusu evin değerinin tespit edilmesine ilişkin istemin usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684/1.maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. 718.maddeye göre de, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Diğer yandan, aynı kanunun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre ise, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü"nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/II. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, Kadastro Kanunu"nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir.
    On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır.
    Somut olayda dava konusu 118 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespiti 06/06/1990 tarihinde yapılmış, kadastro tutanağı hükmen tescil ile 12/8/1997 tarihinde kesinleşmiş ve damlı tarla vasfı ile tapuya tescil edilmiştir. Davacıların murisi ... 01/08/1984 tarihinde vefat etmiştir. Davacılar ön inceleme duruşmasında alınan beyanlarında; dava konusu taşınmazın muris tarafından 1980 yılında yapıldığını beyan etmişlerdir. Temyize konu dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3.maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 22/07/2013 tarihinde açılmıştır. Kadastro tespitinden önce taşınmaz üzerinde bulunduğu tanık beyanları, kadastro tutanağı ve tüm dosya kapsamıyla sabit olan dava konusu muhdesat yönünden davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi