14. Hukuk Dairesi 2016/4353 E. , 2019/1131 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 9 parsel sayılı taşınmazın muris ... adına kayıtlı olduğunu belirterek taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini, olmadığı takdirde satılmasını talep etmiştir.
Davalılardan ... ile ... vekili ve ... davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 405 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava, ortaklığın giderilesi istemine ilişkin olup mahkemece ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş ve hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilebileceğinin mümkün olabileceğinin belirtilmesiyle temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan ... Belediyesinin 10.06.2015 tarihli yazısında yola terk işlemlerinin yapılmasından sonra aynen taksimin mümkün olabileceği belirtimişse de mahkemece bu hususun gözardı edilerek hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, öncelikle yola terkin işlemlerine davanın taraflarının muvafakatlarının olup olmadığı sorulmalı, muvafakat vermeleri halinde mahkemece teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek hazırlanan proje onay makamı olan belediye başkanlığına gönderilip encümenden taksimin mümkün olup olmadığına ilişkin karar alınmalı, projenin onayı halinde de taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmelidir.
Ancak tarafların tamamının muvafakatlerinin olmadığının ya da ilgili belediyece ifraz krokisinin uygun görülmediğinin anlaşılması halinde mahkemece uzman bilirkişiler eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılıp dosyada bulunan 2009/332 Esas ve 2013/315 Karar sayılı muhdesatın aidiyeti kararı da gözetilerek dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilmeli, belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunup, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenmeli ayrıca satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapımalı ve muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.