8. Hukuk Dairesi 2016/9906 E. , 2017/7964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescili
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı vekili, davalının, davaya konu 31, 1204, 660, 19, 1417, 97, 999, 786, 1718, 2076, 854, 1809 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm hak ve hisselerini, 25.10.1991 tarihinde köy senedi ile vekil edenine sattığını, satış kararının köy karar defterine işlendiğini, davalının zilyetliği devretmesine rağmen tapu devirlerini yapmadığını açıklayarak, dava konusu parsellerdeki davalı hisselerinin iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, tapulu taşınmazların resmi satış dışındaki satışlarının geçersiz olduğunu, vekil edeninin hisselerini satmadığını, satışa dayanak gösterilen defter kaydındaki imzanın vekil edenine ait olmadığını, belge içeriğinin tamamen sahte olarak davacının muhtar olduğu dönemde düzenlendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava ve talep, miras payının devrine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK.m.677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde yapılması (TMK.m.706, 6098S. TBK.m 237) gereklidir.
1-Davaya konu edilen 31, 660, 19, 1417, 97, 2076, 854, 1809 sayılı parseller, satış tarihinde paylı mülkiyet olarak tapuda kayıtlı bulunmakla, bu parsellere yönelik Mahkemenin ret kararı doğru bulunduğundan, söz konusu parsellere yönelik davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davaya konu 1204, 999, 786, 1718 sayılı parsellere ilişkin davacı vekili temyizine gelince; her ne kadar Mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile ret kararı verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; davalı ..."un imzaya itirazı nedeniyle, satış sözleşmesindeki imza ile ..."un 2015 yılında Mahkeme huzurunda alınmış imza örneklerinin karşılaştırılması neticesinde, ..... Öğretim Üyeleri tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, imzaların benzerlik göstermediği belirtildikten sonra, farklı karakterler gösteren imza örneklerinin, faklı zaman açılımlarını içerdiği, aralarındaki farklılığın doğal karşılanması ihtimalinin de gözönünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Hal böyle olunca Mahkemece yapılması gereken iş, davalı ..."un, satış sözleşmesi tarihi olan 1991 yılı ve öncesine ait imza örneklerinin toplanması, toplanan bu belgelere göre, satış sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünde rapor alınması, ayrıca, davaya konu edilen 1204 sayılı parsel satış sözleşmesinde yer almamakla, bu parselin sözleşmede belirtilen parsellerin revizyon gören kaydı, ya da geldi kaydı olup olmadığı hususunun da gözönünde bulundurulması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları (1) nolu bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin davaya konu edilen 31,660,19,1417, 97, 2076, 854,1809 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.5.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.