8. Hukuk Dairesi 2017/3295 E. , 2017/7978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar ve davalı taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklılar 10.11.1993 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 25.11.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattıkları icra takibi ile 2015 yılı Ekim ayı bakiye kira bedeli ile 2015 yılı Kasım ayı bedeli toplamı 13.533,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 26.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 26.11.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, temsile yetkili olduğu dönem içinde şirketleri ile alacaklılar arasında kira sözleşmesi akdedilmediğini, takibe konu 10.11.1993 tarihli kira sözleşmesi şirketi temsile yetkili olduğu dönemde yapılmadığı gibi ellerinde de bulunmadığını, bu nedenle böyle bir sözleşmenin varlığını kabul etmediklerini bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, sözleşmede 1997 yılından sonra da sözleşmenin devam edeceği ve kira miktarının ne kadar artacağı yönünde bir hüküm bulunmadığı, 1993 tarihli sözleşmeye dayanarak 2015 yılı kira bedelinin talep edilemeyeceği, davacının 1993 tarihli bir sözleşmeye dayanarak ancak genel mahkemeye başvurabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak red etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davalı borçlu şirket yetkilisinin 26.11.2015 tarihli itiraz dilekçesindeki, temsile yetkili olduğu dönem içinde şirketleri ile alacaklılar arasında kira sözleşmesi akdedilmediği, takibe konu 10.11.1993 tarihli kira sözleşmesinin şirketi temsile yetkili olduğu dönemde yapılmadığı, bu nedenle böyle bir sözleşmenin varlığını kabul etmedikleri şeklindeki itirazı kira ilişkisine ve dayanak kira sözleşmesindeki imzaya itiraz niteliğinde değildir. Ayrıca itiraz dilekçesine ekli imza sirkülerinden 10.12.2013 tarihli genel kurul kararı ile kiracı şirkete şirket müdürü olarak 20
yıl süre ile Şehmuz Bayık’ın atandığı, buna göre itiraz edenin şirket temsilcisi olduğu dönemin takibe konu dönemden öncesine dayandığı anlaşılmaktadır. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye ve dayanak kira sözleşmesindeki imzasına karşı çıkmadığına göre İİK.’nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda takipte dayanılan 10.11.1993 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece, 1993 tarihli sözleşmeye dayanarak 2015 yılı kira bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca davacılardan ...’in kiralayanlar arasında yer almadığı ve hissedarlardan Muazzez Kayguluoğlu’nun vefat etmekle tereke temsilcisinin de davada yer aldığı hususları göz önünde bulundurularak ve davacı ... Özipek’in sıfatının taraflardan da sorulmak suretiyle iş bu davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA,taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.