4. Ceza Dairesi 2015/4942 E. , 2017/20428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteğinin reddi, beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık ..."ın hakaret eyleminden kurulan kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."ın, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık ..."ın hakaret eyleminden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin reddine dair hüküm ile katılan sanık ..."ın kasten yaralama eyleminden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteğinin reddine dair hükme ve sanık ... hakkında tehdit eyleminden kurulan beraat hükmüne yönelik temyizlere gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1-Sanık ..."ın hakaret eyleminden kurulan mahkumiyet hükmüyle sanık ..."ın kasten yaralama eyleminden kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar tarafından temyizi üzerine mahkemenin, ceza miktarı nedeniyle sanıkların temyiz isteminin reddine ilişkin kararları yasaya uygun bulunduğundan, bu kararlara karşı sanıklar ... ve ... tarafından yapılan temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK"nın 315/2 maddesi gereğince REDDİNE, Yerel Mahkemenin 10/01/2014 tarihli ret kararlarının ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında tehdit eyleminden kurulan beraat hükmüne yönelik temyizde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
a-Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Somut olayda; sanık ... "ın kendisine ve eşine doğru taş atılması üzerine eline sopa alarak taş atmaya devam etmeleri halinde sopa ile vuracağını söylediğinin kabul edilmesi ve yukarıdaki açıklamalar karşısında, sanığın suçta kullandığını kabul ettiği sopanın vasıfları araştırılarak, TCK"nın 6/1-f maddesi kapsamında silah niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde silahla tehdit, silah olmadığının kabul edilmesi halinde ise TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun oluşup oluşmayacağı ve de suçun oluştuğunun kabulü halinde ise TCK"nın 25. ve 29. maddelerinin olayda uygulanma olanağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Eylemin TCK"nın 106/1-1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi durumunda da; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın/sanıkların hukuki durumunun/durumlarının bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı ve katılan ..."ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.