2. Hukuk Dairesi 2017/5782 E. , 2019/1858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVACI-DAVALI :
DAVALI-DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadının kabul edilen davası ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadının kabul edilen davası, kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 29.06.2017 tarih 2017/777 esas, 2017/935 karar sayılı kararı ile, davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek temyiz yoluna başvurmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince “Davalı-karşı davacı erkek, kadının açtığı boşanma davasından kısa bir süre sonra 22/01/2016 tarihinde eşine müşterek eve dönmesi için Afyonkaıahisar Aile Mahkemesi aracılığıyla terk ihtarı göndermiştir. Terk İhtarı gönderen taraf; eşinin ihtar tarihinden önce varsa kusurlu eylemlerini affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar taraflara kusur olarak izafe edilemez. Somut olayda taraflar terk ihtarının tebliği tarihinden sonra yeniden bir araya gelmedikleri gibi kadının terk ihtarından sonra gerçekleşen kusurlu bir davranışının varlığı da erkek eş tarafından ispat edilememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, dosya kapsamı, delil durumu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesine göre ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu olan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmaması” şeklinde gerekçe ile davalı-karşı davacının istinaf itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükme karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı kadının istinaf kanun yoluna başvurmadığı, İlk derece Mahkemesince yüklenen "Hakaret, aşırı kıskanç tavırlar sergilediği ve eşine eski sevgilim Mevlüt gibi sarılıyorsun" kusurlarını kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına terk ihtarı gönderdiği, kadının kusursuz olduğu yönündeki belirlemesi ve yine tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek kendi içinde çelişki oluşturması doğru olmadığı gibi; ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen "Eşi ile yaşamak istemediği, eşiyle birlikte yatmak istemediği, ayrı yattığı, eşini dövdüğü" kusurları duyuma dayalı olup kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranış aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanıınu"nun 174/1-2. maddesi koşulları erkek yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davalı- karşı davacı erkek yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine, bağlı olarak erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup yararına TMK"nın 175. madde koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir.
5-Davacı-karşı davalı kadının karardan sonra; temyiz aşamasında, 20.02.2018 havale tarihli dilekçesi ile; lehine hükmolunan tedbir nafakasından feragat ettiği anlaşılmış olup, bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 29.06.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi olan Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 22.02.2017 tarihli 2016/10 esas, 2017/461 karar sayılı kararının yukarıda (2.), (3.), (4.) ve (5.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2019 (Çrş.)