
Esas No: 2019/4304
Karar No: 2021/4385
Karar Tarihi: 30.09.2021
Danıştay 9. Daire 2019/4304 Esas 2021/4385 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4304
Karar No : 2021/4385
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı-…
KARŞI TARAF : ... Tem. ve İlaçlama Hiz. Tur. İnş. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Muratpaşa Belediyesince ihale edilen "2015, 2016 ve 2017 yılları (36 aylık) Personel Çalıştırmaya Dayalı Hizmet Alımı"na ilişkin ihaleye ilişkin olarak 03/02/2015 tarihinde düzenlenen sözleşme için ödenen damga vergisinin, sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki dönemlere isabet eden kısmının iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen 476.909,59-TL nin, başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirket ile Muratpaşa Belediyesi arasında "Park ve Bahçeler Müdürlüğü 2015-2016-2017 Yılı 36 Aylık Personel Çalıştırmaya Dayalı Hizmet Alım İşi"ne ilişkin sözleşmenin 03/02/2015 tarihinde imzalandığı, 723.961,71-TL damga vergisi tahakkuk ettirilerek davacı şirketten tahsil edildiği, 04/02/2015 tarihinde sözleşmenin ifasına başlandığı, 31/01/2016 tarihinde karşılıklı olarak sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle herhangi bir hususu ispat ve belli etmek için kullanılan belge niteliğini kaybettiği, Damga Vergisi Kanunu'na göre vergiyi doğuran olayın ortadan kalktığı, sözleşmenin kalan süresine isabet eden damga vergisinin haksız yere alındığı anlaşıldığından, 476.909,89-TL damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusu neticesinde tesis edilen zımni ret işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı, damga vergisinin tahakkuku tahsile bağlı vergi olması nedeniyle ödeme yapıldığı andan itibaren 30 günlük dava açma süresinin başladığı, sözleşmenin hukuk aleminde varlık kazanarak ifası devam ederken herhangi bir vergi hatası oluşmadığı halde davacının dava açma iradesini ödeme tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde kullanmasının hayatın olağan akışına göre normal olmadığı, sözleşmenin imzalandığı "damga vergisini doğuran olayın gerçekleştiği" tarihten sonra 31/01/2016 tarihinde sözleşmenin sona ermesi ile birlikte damga vergisinin konusunun ortadan kalktığı ve bu andan itibaren bir vergi hatası doğduğunun kabul edilmesi gerektiği ve bu tarihten sonra Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre davacının hatanın düzeltilmesini isteyebileceği bir yol olarak düzeltme-şikayet prosedürünü işletmesinin önünde hukuken bir engel olmadığından davalı idarenin düzeltme-şikayet yolunun kapalı olduğu yolundaki itirazına itibar edilmediği, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre yasal faiz ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline, 476.909,89-TL tutarındaki damga vergisinin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre yasal faiz ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca düzeltme yoluna başvurulamayacağı, sözleşmenin imzalanmasıyla vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği, bu durumda düzeltme şikayet müessesinin uygulanamayacağı 448 sayılı Damga Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Bir şirket ile devralma şeklinde birleşen davacı şirketin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 136. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşıldığından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket tüm aktif ve pasifiyle … Turizm Ticaret Anonim Şirketi'ne devrolmuş ve davacı şirketin ticaret sicili kaydının birleşme nedeniyle terkin edildiği hususu 20/03/2019 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiştir. Bu husus 27/03/2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'yle ilan edilmiştir.
Yine … Turizm Ticaret Anonim Şirketi tüm aktif ve pasifiyle … Temizlik ve Hijyenik Ürünler Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne; … Temizlik ve Hijyenik Ürünler Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ise tüm aktif ve pasifiyle … Araç Kiralama Hizmetleri Anonim Şirketi'ne devrolunmuş ve adı geçen devrolunan şirketlerin ticaret sicil kayıtları birleşme nedeniyle terkin edilmiş olup bu hususlar ticaret siciline tescil edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik'' başlıklı 26. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği kural altına alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 136. maddesi şu şekildedir:
"(1) Şirketler;
a) Bir şirketin diğerini devralması, teknik terimle “devralma şeklinde birleşme” veya
b) Yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri, teknik terimle “yeni kuruluş şeklinde birleşme”, yoluyla birleşebilirler.
(2) 136 ilâ 158 inci maddelerin uygulamasında, kabul eden şirket “devralan”, katılan şirket “devrolunan” diye adlandırılır.
(3) Birleşme, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir. Birleşme sözleşmesi 141 inci maddenin ikinci fıkrası anlamında ayrılma akçesini de öngörebilir.
(4) Birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralır. Birleşmeyle devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir."
Yine aynı Kanun'un 152. maddesinin (3) numaralı fıkrası ise şu şekildedir:
"(3)Devrolunan şirket, birleşmenin ticaret siciline tescili ile infisah eder."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun vekalet sözleşmenin düzenlendiği kısmında yer alan 513. maddesinde; sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça vekalet sözleşmesinin, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olacağı, bu hükmün, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tüzel kişiliğe sahip şirketlerin dava devam ederken çeşitli sebeplerle tüzel kişilikleri sona erebilmektedir. Bu sebepler arasında birleşmeyle devrolunmak suretiyle sona erme hali sayılabilir. Birleşmeyle devrolunan şirketin medeni haklardan yararlanma ehliyeti de sona erdiğinden şirketin taraf ehliyeti de son bulmaktadır.
Davacı şirket devrolunan sıfatıyla … Turizm Ticaret Anonim Şirketi ile birleşerek infisah etmiş, bu husus ticaret siciline tescil edilmek suretiyle Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilmiş olup 6102 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca davacı şirketin tüzel kişiliği sona ermiştir.
Bu itibarla, davacı şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davacı şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten önceki tarihte tanzim edilen vekaletnameye dayalı olarak davayı davacı şirket adına takip eden avukat ile tüzel kişiliği sona eren davacı şirket arasındaki vekalet ilişkisinin 6098 sayılı Kanun'un 513. maddesinde yer alan düzenleme karşısındaki durumu ve davacı şirketi devralan … Turizm Ticaret Anonim Şirketi'nin de devrolunan sıfatıyla … Temizlik ve Hijyenik Ürünler Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne, yine devrolunan sıfatıyla … Temizlik ve Hijyenik Ürünler Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin … Araç Kiralama Hizmetleri Anonim Şirketi'ne devrolunduğu hususlarının bundan sonraki süreçte yapılacak tebligatlarda göz önüne alınacağı tabiidir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 30/09/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.