13. Hukuk Dairesi 2017/9989 E. , 2018/6917 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alaçak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı, şirketin inşa ettiği siteden davalının işyeri satın alarak satış sözleşmesindeki satış bedelinin ödediğini, davalının satın almış olduğu gazino niteliğindeki işyerine ruhsat alabilmek için şirkete başvurarak satışa ilişkin fatura talep ettiğini, 70.000,00TL bedelli ve 12.600,00TL KDV bedelli faturanın kendisine teslim edildiğini, davalının bu fatura ile belediyeye başvurarak ruhsat talebinde bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen bağımsız bölüm satış sözleşmesine göre satış bedeline ilişkin KDV"nin alıcıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, davalının satış bedelini ödediğini, ancak KDV bedelini ödemediğini ileri sürerek; 12.600,00TL KDV bedelinin 12.01.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davada davacı, satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek; ödediği 70.000,00TL"nin ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 1.4.2013 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir.
Davalı, kapalı faturaların borcun ödendiğine karine teşkil ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davalı- birleşen davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl davada davacı, davalıya satılan işyerine ilişkin davalının belediyeden ruhsat alması amacıyla fatura düzenlediğini, faturaya konu satış bedelinin ödendiğini, ancak KDV bedelinin ödenmediğinden bahisle alacak davası açmış, davalı ise faturanın kapalı fatura niteliğinde olduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitlere dayalı olarak taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin 15. maddesi gereğince KDV bedelinden davalının sorumlu olduğu kabul edilerek asıl davanın kabulüne karar verilmiş ise de, somut uyuşmazlıkta davacı tarafından düzenlenen 8.1.2009 tarihli fatura kapalı faturadır. Kapalı faturalar borcun davalı tarafından ödendiği hususunda karine teşkil eder ve aksini ispat külfeti davacıdadır. Bu nedenle davacının karinenin aksini kanıtlaması gerekir. O halde mahkemece davacının söz konusu fatura nedeniyle alacaklı bulunduğu konusunda ispat yükünün kendisinde olduğu gözetilerek ve ispat yükü kendisinde bulunan davacının delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre asıl davalı- birleşen davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün asıl davalı-birleşen davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince asıl davalı-birleşen davacının sair temyiz itirazlarının bu aşmada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.