9. Hukuk Dairesi 2015/35945 E. , 2019/6212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifte 01.02.2007 - 16.07.2013 tarihleri arasında genel müdür olarak görev yaptığını, iş akdinin 16.07.2013 günlü fesih yazısı ile görevi kötüye kullanmak nedeniyle feshedildiği bildirilmiş ise de, fesih gerekçesinin açık olmadığını ve davalı işverenin kötü niyetli olup, asıl sebebin seçilen yeni yönetimin kendi yandaşlarına iş olanağı yaratmak istemesi ve müvekkilinin 25.5.2013 tarihinde yapılan genel kurulda yeni yönetime destek vermemesi olduğunu, müvekkilinin son ücretinin 5.244.07 TL brüt olduğunu, 2012-2013 dönemine ilişkin yıllık iznini kullanmadığını ve son Temmuz ayı 16 günlük ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek ihbar kötü niyet ve kıdem tazminatı ile ücretli izin ve ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01.02.2007 tarihinde muhasebeden sorumlu genel müdür danışmanı olarak işe başlayan davacının 13.08.2007 tarihinde genel müdür yardımcılığına ve 01.03.2013 tarihinde de genel müdürlüğe atandığını, işyerinde haftada 5 gün çalışıldığını, Haziran 2013 ayında yeni yönetimin göreve başlaması üzerine üyelerden gelen talepler doğrultusunda 27.07.2013 tarihi itibariyle cumartesi günleri nöbet usulü çalışma yapılmaya başlandığını, davacının 2013 yılı son izin hakkını kullanmadığı, Temmuz ayı 16 günlük ücretini almadığı ve aylık ücretinin 5.244.07 TL brüt olduğu iddialarının doğru olduğunu, davacının iş akdinin görevi kötüye kullanması nedeniyle feshedildiğinin doğru olup, davacının genel müdür yardımcısı iken muhasebe ve mali konulardan, genel müdür iken bütün konulardan sorumlu olduğunu, kooperatif yönetiminin isteği üzerine mali sekreter tarafından tapuların dağıtıldığı 2006 yılından beri tapusunu almayan üyelerle ilgili başlatılan inceleme sonucu düzenlenen raporda davacının başta kendisi olmak üzere kooperatif büro çalışanları ve yakınlarının tapularını almadıklarının ve almadıkları bu tapu nedeniyle kooperatifin Belediye Başkanlığına ödediği vergileri kendileri ve yakınları adına borç olarak muhasebe kayıtlarında tahakkuk ettirmedikleri ve bu nedenle kooperatifi zarara uğrattıklarının görüldüğünü, bu fiillerin kooperatifler kanunu gereği kooperatif yöneticileri İçin zimmet, çalışanları için görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğunu ve bu nedenle ... C.Savcılığına ... Sor.No İle suç duyurusunda bulunulduğunu, konu İle ilgili olarak alınan 11.07.2013 tarihli savunmasında davacının bu hususu tevilli olarak ikrar ettiğini ve bu nedenle davacının iş sözleşmesinin İşk.25/ll-e maddesine göre haklı olarak feshedildiğini, davacının eski yönetime destek verdiği ve yeni yönetimin kendi yandaşlarını işbaşına getirmek için iş akdinin feshedildiği iddialarının doğru olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece özetle; SGK kayıtları,toplanan delillerin değerlendirilmesinde; davalı tarafından iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin kanıtlanamadığı, davacının davalı tarafından isnat edilen görevi kötüye kullanma eyleminden dolayı ceza mahkemesinde beraat ettiği, bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmış olup, davacının Net Kıdem tazminatının 20.628,00 TL, İhbar tazminatının Net 8.246,00 TL olduğunun anlaşıldığı,davacının kötüniyet tazminatı talebinin, davalı tarafından iş akdinin kötüniyetli olarak feshedildiğinin, somut olgu ve delillerle kanıtlanamadığından reddine,davacının ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacağı taleplerinin konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek hüküm kurulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta davalı işveren konut yapı kooperatifi olup,dairelerin hak sahiplerine teslimi sonrasında bir kısım hak sahiplerinin tapularını almadıklarını resmiyette bu kişilere ait dairelerin halen kooperatifte görüldüğünün anlaşılması üzerine,genel kurul tarafından 03.06.2007 tarihinde “Tapularını almayan ortaklar için 2007 yılından itibaren Belediyeler ve diğer resmi kuruluşlara ödenecek vergi,resim ve harçların ödeme tarihlerine göre ortakların hesabına borç kaydedilmesine ve resmi kuruluşlarca uygulanan gecikme zammı oranlarının aynen uygulanmasına” dair karar alındığı,bu kararın icrasından sorumlu olan davacının kendisi ile beraber Nihat,Hediye,Leman,Orhan,Halide isimli ortaklar bakımından tapularını üzerilerine almadıkları için Kooperatif tarafından emlak vergisi ve benzeri vergiler bakımından yukarıda değinilen borcun ilgilisinden tahsili bakımından gerekli işlemleri başlatmadığı,kendisi bakımından da tapusunu almadığı için kooperatif tarafından ödenen 2007,2008,2009 ve 2010 yılı emlak vergilerini muhasebeleştirmediği,borç kaydetmediği,bu dört yılı atlayarak yine kooperatif tarafından ödenen 2011 ve 2012 yılı emlak vergilerini ise muhasebeleştirip ödediği anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle mali işlerden sorumlu olan davacı aynı zamanda ortak olduğu için kendisine ait bağımsız bölüm başına kooperatifin ödediği dört yıllık emlak vergisinin borç kaydedilip geri ödenmesi açısından ve adı geçen diğer ortaklar bakımından da benzer borçlar yönünden yapması gereken işlemi yapmayarak doğuruluk ve bağlılığa aykırı davranmıştır.
Bu işin ortaya çıkması üzerine bu nedenle fesih gerçekleştiren işveren fesih de haklıdır. Ceza mahkemesinin yargılama sonunda söz konusu borcun her zaman için faizi ile birlikte tahsilinin mümkün olduğu ve uyuşmazlığın hukuki ihtilaf boyutunda kaldığı şeklindeki gerekçe ile görevi kötüye kullanma suçundan verdiği beraat kararının davacının eyleminin ayrıca suç oluşturmasa bile doğruluk ve bağlılık ile bağdaşmaz niteliğine etkisi yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacının şartları bulunmayan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19. 03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.