
Esas No: 2021/546
Karar No: 2021/1611
Karar Tarihi: 29.09.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/546 Esas 2021/1611 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/546
Karar No : 2021/1611
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri …
2- … Valiliği
VEKİLİ: Av. …
DİĞER DAVALI :… Bakanlığı
VEKİLİ: I.Hukuk Müşaviri Yrd. …
KARŞI TARAF (DAVACI) :...
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onuncu Dairesinin 02/11/2020 tarih ve E:2019/10343, K:2020/4362 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı ve Ankara Valiliği tarafından istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Silah taşıma ruhsatı verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 02/11/2020 tarih ve E:2019/10343, K:2020/4362 sayılı kararıyla; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 04/10/2017 tarih ve E:2015/4098, K:2017/2892 sayılı bozma kararına uyularak;
Davanın, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden;
Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci fıkrasının işlem tarihinde yürürlükte olan (e) bendinde, "taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlara" hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, verilmiş ruhsatların iptal edileceği hükmünün yer aldığı,
Dava konusu düzenlemenin, karar tarihinde, Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde "Taksirle veya basın ve yayın yoluyla işlenenler hariç olmak üzere değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı mahkum olanlara" şeklinde yer aldığı ve mahiyetinin değişmediği,
6136 sayılı Kanun'un 7. maddesinde, kesinlikle izin verilemeyecekler dışında diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş ise de, verilen bu yetki çerçevesinde silah taşıma ve bulundurmaya ilişkin yapılan düzenlemelerde, konuya özgü kurallara yer verilirken Kanun hükümlerini aşmamak üzere sınırlamalar yapılması gerektiği, anılan Kanun maddesinde, ateşli silah taşıma ve bulundurma ruhsatı almaya engel haller düzenlenirken, ateşli silahlarla işlenen suçlar nedeniyle verilen mahkûmiyet kararları yönünden bir süre aranmazken taksirli suçlar dışında işlenen suçlar nedeniyle verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların kişilerin silah taşıma veya bulundurma ruhsat almasına engel olabilmesi için bir yıldan fazla süreli olması gerektiğinin belirtildiği, Yönetmeliğin 16. maddesinin birinci fıkrasının dava konusu (e) bendinde ise, herhangi bir ceza süresi ve hangi suçlar olduğu belirtilmeksizin, hukuk güvenliği ve idarenin kanuniliği ilkelerine aykırı biçimde, taksirle ve basın yoluyla işlenenler hariç tüm suç ve cezaları kapsayacak şekilde düzenleme yaplarak, Kanun'da belirtilen sınırlamanın aşıldığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin 16. maddesinin dava konusu edilen (e) bendinde hukuka uyarlık görülmediği,
Davanın, davacının silah taşıma ruhsatı başvurusunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden:
İdare Hukukunda yetki, belirli organ ve makamlara Anayasa ve kanunlarla tanınmış karar alma gücü olup kamu hukuku ilkelerine göre, kanun koyucu tarafından hangi makam ve merciye verilmiş ise, bu yetkiyi ancak o makam ve merciin kullanabileceği, bu özelliği itibarıyla idarî işlemin temel unsurlarından olan "yetkinin" aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olduğundan idari işlemlerin, Anayasa ve kanunların yetkili kıldığı idare, makam ve kamu görevlileri tarafından tesis edilmesinin zorunlu olduğu,
Silah taşıma ve bulundurma ruhsatı verme konusundaki yetki, yukarıda alıntısı yapılan Yönetmelik maddelerinde sayılanlar yönünden sadece valilere verilmiş olup, bu yetkinin, ruhsat başvurularının değerlendirilmesi ve başvurunun reddine yönelik işlemleri de kapsadığı, bu itibarla, daha önce valiliklerce silah ruhsat başvurularının reddi ya da ruhsat işlemlerinin durdurulması konusunda alınmış ve dava konusu edilmemiş bir karar bulunsa bile, bu karardan sonra ilgilisi tarafından yapılan yeni bir başvurunun, daha önce valilik tarafından tesis edilen işlem gerekçe gösterilerek yetkisiz bir merci tarafından değerlendirilmesine ve reddedilmesine imkan bulunmadığı ve başvurunun bu konuda yetkili merci olan "vali" tarafından değerlendirilmek ve incelenmek suretiyle işlem tesis edilmesi gerektiği,
Bu durumda; davacının, silah ruhsatı verilmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem yetkisiz merci olan Ankara İl Emniyet Müdürlüğünce tesis edildiğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı ve Ankara Valiliği tarafından, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilatı ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un Valilerin Vali Yardımcılarına yetki devri yapabilmesine cevaz verdiği, bu kapsamda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalılardan Ankara Valiliğinin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin ikinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." denilmiş; 50. maddesinin dördüncü fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 04/07/2017 tarih ve E:2015/4098, K:2017/2892 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı ve Ankara Valiliğinin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 02/11/2020 tarih ve E:2019/10343, K:2020/4362 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.