Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19027
Karar No: 2017/8391
Karar Tarihi: 06.06.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/19027 Esas 2017/8391 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/19027 E.  ,  2017/8391 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak, davacı vekili tarafından katılma yoluyla istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.05.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Avukat Onur Boyacı, karşı taraftan davacı vekili ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 130 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 katlı ev, ahır ve mutfaktan oluşan yapı, kuzu ağılı, araç garajı ile çeşitli yaş ve nitelikteki ağaçların vekil edeni tarafından meydana getirildiğini açıklayarak vekil edenine ait olduğunun tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, süresinde sunduğu cevap dilekçeleri ile taşınmaz üzerindeki muhdesatların kadastro çalışmalarında muris adına tespit edildiğini, davaya konu muhdesatların yaşları dikkate alındığında taşınmazın muvazaalı olarak davacıya devrinden önce meydana getirildiklerinin açık olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bilirkişiler tarafından müştereken düzenlenen 27.4.2016 tarihli rapor ve ekindeki krokide gösterilen 2 katlı betonarme bina, tek katlı yığma baraka türü mutfak ve ahır ile tek katlı yığma baraka türü garaj, yine raporda özellikleri belirtilen 89 adet zeytin, 4 adet badem, 20 yaşındaki bir adet armut, 1 adet erik, 4 adet nar, 2 adet ceviz, 1 adet şeftali, 3 adet asma ve 1 adet elma ağacının davacı tarafından yaptırıldığı ve diktirildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu, ortak miras bırakandan intikal eden 130 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır.
    Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun Ön İncelemenin Kapsamı başlıklı 137. maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyeceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve duruşma günü verilemeyeceği belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince; yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, davalılar vekilinin davalı ... ve ..... vekili olarak sunduğu cevap dilekçelerinde, davacı delilleri tebliğ edildiğinde mukabil delilleri sunmak için süre talep ettiği, davalılar ..., ..., ... ve ... vekili olarak süresinde verdiği cevap dilekçesi ile birlikte delil listesi sunduğu ve tanık deliline dayandığı, tanık dinlenmesine karar verildiği ve davacı tanık listesi tebliğ edildiği takdirde tanık isim ve adreslerinin bildirileceğinin belirtildiği görülmüştür. Mahkemece 13.01.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, HMK"nun 140/5. maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, tanıkları varsa isim ve adreslerini bildirmeleri için iki haftalık kesin süre verildiği; bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacaklarına karar verileceğinin ihtar edildiği, davalılar vekili tarafından 21.01.2016 havale tarihli dilekçe ile tanık isim ve adreslerinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bundan ayrı, Mahkemece 29.02.2016 tarihinde yapılan keşife ilişkin tutanağın 4 ve 5. bentlerinde, davalı tarafa mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına karşı beyanda bulunması ve kendi tanıkları hakkında dinlenme taleplerinin bulunup bulunmadığına ilişkin beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verilmesine, dinletme talebi bulunması halinde derhal duruşma gününü bildiren davetiye çıkarılmasına yönelik ara karar tesis edildiği, davalılar vekili tarafından 10.3.2016 tarihli dilekçesi ile keşif ara kararı hakkında beyanlarını bildirmek üzere dilekçe sunduğu ve tanıklarını tekrar bildirdiği belirlenmiştir.
    Saptanan olgular karşısında, davalılar vekilinin, süresinde verdiği dilekçeler ile açıkça tanık bildirdiği ve tanıkların dinlenilmesinden vazgeçmemiş olması hususu da gözetildiğinde, davalı tarafa tanıklarının dinlenmesi için süre ve imkan tanınmadan hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak karar verildiği kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı tarafın sunduğu delillerin toplanması, bildirdiği tanıkların 6100 sayılı HMK"nun 245. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca dinlenip, sonucuna göre değerlendirme yapılarak uygun bir karar verilmesi gerekirken; tarafların hak arama özgürlüğü kapsamında iddia, savunma ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek davalı tanıkları dinlenmeksizin ve sadece davacı tanıklarının sözleri ile yetinilip, uyuşmazlığın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar ve davacı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi