Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9593
Karar No: 2017/8392
Karar Tarihi: 06.06.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/9593 Esas 2017/8392 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/9593 E.  ,  2017/8392 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak, davalı ... temsilcisi tarafından duruşmasız olarak istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.06.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı vekili Avukat Gülderen Şahin geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava konusu kamulaştırma işlemine konu edilen 102 ada 267 parsel sayılı taşınmaz üzerinde vekil edenine ait çeşitli cinste ağaçların ve havuzun bulunduğunu açıklayarak, kamulaştırma bedeli uzlaşma görüşmelerine katılabilmek için taşınmaz üzerindeki ağaçlar ve havuzun vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... temsilcisi, dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğunu ve tespit kararı verilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile teknik bilirkişinin 27.05.2015 tarihli raporuna ekli krokide (B) ve (D) harfleri ile gösterilen alanlardaki ağaçlar ile (E) harfi ile gösterilen havuz niteliğindeki muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, krokide (A) harfi ile gösterilen alan üzerindeki ağaçlar yönünden kamulaştırma sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı ... temsilcisi taraflarından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tüm ve davalı ... temsilcisinin ise dava konusu taşınmazda teknik bilirkişinin 27.05.2015 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 4506 m2 üzerine ekilen kavaklığın davacı tarafından meydana getirildiği anlaşıldığından bu kısıma yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davalı ... vekilinin teknik bilirkişinin 27.05.2015 tarihli raporuna ekli krokide (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Dava; davacının maliki olmadığı taşınmazda yapılan kamulaştırma işlemi nedeniyle, kamulaştırma öncesi davacı tarafından dikilen ağaçların ve inşa edilen havuzun davacıya aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).
    Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
    26.05.2004 gün ve 5177 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen ek fıkra hükmüne göre başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman ve aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri ve bu nedenle bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara da hukuki değer verilemeyeceği gözönüne alınmalıdır.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, dava konusu 102 ada 267 parsel sayılı taşınmazın 23.12.1998 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında ham toprak niteliği ile ... adına tespit ve tescilinin yapıldığı, Orman İşletme Müdürlüğü"nün 11.10.2013 tarihli yazısında, orman kadastro çalışmalarında ... adına ham toprak vasfı ile tescili yapılan 102 ada 267 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğinde olduğunun belirlendiği ve vasıf değişikliği yapılmasının talep edildiği, talep üzerine İdarece 13.11.2013 tarihinde vasıf değişikliği yapıldığı ve taşınmazın orman vasfı ile ... adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Öte yandan, 25.5.2015 tarihli orman bilirkişi raporunda, dava konusu 102 ada 267 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer alan A ve B alanlarının 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman sayılmayan, D ve E alanlarını ise 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiştir.
    Az yukarıda açıklandığı üzere orman üzerinde meydana getirilen muhtesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit kararının verilemeyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılan (D) ve (E) harfleri ile gösterilen alanlarda davacı tarafından meydana getirilen muhdestlarla ilgili açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... temsilcisinin 102 ada 267 parsel sayılı taşınmaz üzerinde (D) ve (E) harfleri ile gösterilen alanlarda bulunan muhdesatlara yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün bu kısımlar yönünden hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm, davalı ... temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,20 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi