Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1441
Karar No: 2021/1603
Karar Tarihi: 27.09.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1441 Esas 2021/1603 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1441
Karar No : 2021/1603


TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- …
2- …3- …4- …5- …6- …7- …
8- …9- …10- …11- …12- …13- …
14- …15- …16- …17- …18- …19- …20- …21- …22-…23- …24- …25- …26- …

27- …28- …29- …
30- …31- … 32- …33- … 34- …35- …
36- …37- …38- …39- …
40- …41- …42- …43- … 44- …45- …46- …47- …48- …49- … 50- …51- …52- …
53- …54- …55- …
56- …57- …58- …
59- …60- …61- …62- …
63- …64- … 65- … 66- …67- …
68- …69- … 70- …71- … 72- …
73- … 74- …
75- …
76- …77- …VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ: …
2- …Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2021/2223, K:2021/3846 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa İli, Yunusemre İlçesi, Karaali ve Gürle Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede kamulaştırma bilgileri yer alan taşınmazların, Manisa Organize Sanayi Bölgesi alanının ilave yatırımlarına imkan sağlamak üzere genişletilmesi amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 05/11/2020 tarih ve 31295 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2020 tarih ve 3177 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/03/2021 tarih ve E:2021/2223, K:2021/3846 sayılı kararıyla; Manisa İli, Yunusemre İlçesi, Karaali ve Gürle Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede kamulaştırma bilgileri yer alan taşınmazların, Manisa Organize Sanayi Bölgesi alanının ilave yatırımlarına imkan sağlamak üzere genişletilmesi amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 05/11/2020 tarih ve 31295 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2020 tarih ve 3177 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle 81 davacı tarafından açılan davada,
Dairelerinin 23/12/2020 tarih ve E:2020/10943; K:2020/13390 sayılı kararı ile 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aranan, davacıların hak veya menfaatte iştirakinin bulunması koşulunun somut olayda gerçekleşmediği, davaya konu taşınmazlardan her biri için ayrı ayrı o taşınmazda malik veya hissedar olanlar tarafından tek bir dilekçe ile veya birden fazla taşınmazın hepsinde birlikte malik veya hissedar olanların bu taşınmazlar için tek bir dilekçe ile hangi taşınmaza yönelik alınan acele kamulaştırma kararının iptalini isteyebileceği, dolayısıyla dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmüne uygun olmadığı gerekçesiyle aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca reddedildiği ve yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacılara bildirilmesine karşın, bu kararın davacılar vekiline tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içerisinde yenilenen ve ilk dava dilekçesinde yer alan 81 davacıdan 77'si adına vekaleten verilen yenileme dilekçesinde ise, reddedilen dilekçedeki aynı yanlışlıkların yapıldığı,
Bu durumda, Dairenin yukarıda anılan dilekçe ret kararında belirtilen hususlar dikkate alınmadan, aynı yanlışlığın tekrarlanması suretiyle açılan davada usule uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davanın konusunun acele kamulaştırma kararı olduğu ve davacıların hak ve menfaatlerinde iştirak olduğu, usul ekonomisi açısından tek dilekçe ile dava açabilme imkanının tanınması gerektiği, acele kamulaştırma projesinin bütüncül olarak değerlendirildiği ve bir kısım parseller yönünden dava konusu işlemin iptaline karar verilirken bir kısım parseller yönünden davanın reddine karar verilebilmesinin mümkün olmadığı, diğer yandan olayda acele kamulaştırmaya ilişkin koşulların oluşmadığı ve olayda acelelilik halinin bulunmadığı, alanın tarım arazisi vasfında olduğunun gözetilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 16/03/2021 tarih ve E:2021/2223, K:2021/3846 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan 97,70-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Kesin olarak, 27/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Dava, Manisa İli, Yunusemre İlçesi, Karaali ve Gürle Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede kamulaştırma bilgileri yer alan taşınmazların, Manisa Organize Sanayi Bölgesi alanının ilave yatırımlarına imkan sağlamak üzere genişletilmesi amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Manisa Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 05/11/2020 tarih ve 31295 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2020 tarih ve 3177 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinde; "1. Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.
2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir." hükmüne yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş, "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde de: "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." üst hukuk normlarına yer verilmiştir.
Öte yandan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesinde: "Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir." kuralı yer almıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 36533/04 başvuru numaralı ve 14/10/2008 tarihli Mesutoğlu-Türkiye kararında özetle; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığını, bazı sınırlamalara tabi olabildiğini, bununla birlikte getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiğini, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması halinde Sözleşmenin 6/1. maddesi ile bağdaşabileceğini, bu ilkelerden, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları mevcut olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.
Her ne kadar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 4. fıkrası, aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendi uyarınca verilen dilekçe red kararlarına karşı temyiz yoluna gidilmesine imkan vermemekte ise de; bu husus, dilekçe red kararlarının, bu kararlar üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıkların yapılması nedeniyle verilen davanın reddi yolundaki kararların temyiz edilmesi üzerine, bu kararlarla birlikte incelemeye tabi tutulmasına engel teşkil edici bir nitelik taşımamaktadır.
Yukarıda anılan 2577 sayılı Kanunun 5. madde hükmünde belirtilen tek dilekçe ile dava açılabilmesine yönelik koşulların içeriği açıklanmamış olup, belirtilen koşulların her somut olayda yargı yerince değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla dosyanın incelenmesinden; davanın konusunun birden fazla taşınmazın aynı amaçla ve aynı usulle kamulaştırılmasına dair Cumhurbaşkanı kararı olduğu, kamulaştırma projelerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, taşınmazların bir kısmı yönünden yargı yerince verilen herhangi bir iptal kararının, projenin tamamını etkileyecek şekilde sonuç doğurabileceği dikkate alındığında, farklı parsel maliklerinin menfaatlerinde iştirak bulunduğu ve aynı hukuki sebebe dayalı olarak tek dilekçe ile dava açılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilen dilekçe red kararında ve bilahare yenilenen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde usul hükümleri açısından hukuki isabet görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi