1. Hukuk Dairesi 2016/5040 E. , 2019/1471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, maliki oldukları 5968 ada 4 parsel sayılı taşınmazı davacılardan ..."nun eşi ..."nun borçlarının ödenebilmesi amacı ile davalı ... tarafından temin edilecek kredi karşılığında adı geçene satış yoluyla temlik ettiklerini, alınan kredi taksitlerinin tamamının taraflarından ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve ve tescile karar verilmesini, birleştirilen davanın reddini istemişlerdir.
Davalı, iddianın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davasında ise, kullanılan kredinin toplam 42.061,51 TL"lik taksitlerinin tarafından ödediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL "nin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “ mahkemece 2, 5, 6 ve 7 nolu taksitlerin ödenmesine ilişkin banka tarafından gönderilen dekontlar ile davacıların ibraz ettikleri dekontlar üzerinde yeterince durulmamış, farklılığın nereden kaynaklandığı hususunda tam bir araştırma yapılmamış ve ödemelerin asıl davanın davacıları tarafından yapıldığı kanaatine de nasıl ulaşıldığı gerekçeli kararda tartışılmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle 2, 5, 6 ve 7 nolu taksitlere ait 17.06.2008, 23.09.2008 15.10.2009 ve 21.11.2008 tarihli dekontlar ile davacıların ibraz ettiği dekontlar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığının üzerinde durulması, bankacılık konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması ve alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik soruşturma ile sonuca gidilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar (birleştirilen davada davalılar) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar (birleştirilen davada davalılar) vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile kabule yönelik hükmün ONANMASINA.
Davacılar (birleştirilen davada davalılar) vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 326/1 hükmü gereğince yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan tahsil edilir. Somut olayda asıl dava kabul edilmiş ancak davacılar lehine vekalet ücretine takdir edilmemiş ve yargılama giderleri davacılar üzerinde bırakılmıştır.
Hal böyle olunca, asıl davada karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalıların sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların (birleştirilen davada davalılar) değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.