14. Hukuk Dairesi 2016/4341 E. , 2019/1494 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 9 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün değilse satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, 614, 616, 825, 826 ve 1185 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde muhdesatlarının bulunduğunu, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün değilse satış yolu ile giderilmesini savunmuşlardır.
Davalı ..., davaya konu taşınmazların uygun koşullarda satışına razı olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 9 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının ve harcın taraflardan hangi oranlarda tahsil edileceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin ve harcın paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin ve harcın mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin ve harcın tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına ve tahsil edilmesine karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.
Somut olaya gelince;
1-Dosya içerisindeki tapu kaydından, dava konusu 133, 138 ve 616 parsel sayılı taşınmazlarda (davada taraf olanlar dışında) çok sayıda paydaşı bulunduğu ancak davada taraf olmadıkları; 543, 825 ve 1185 parsel sayılı taşınmazlarda ölü paydaş ..."in ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2003/151 Esas, 2003/106 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile mirasçılarının; ..., ..., ... ve ... olduğu, mirasçılardan ..."in de 06.12.2016 tarihinde öldüğü ancak, ölü mirasçı ..."in mirasçılık belgesinin dosya içerisinde bulunmadığı, mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Tüm paydaşların davada taraf olarak yer almaları gerekmektedir.
Mahkemece, 133, 138 ve 616 parsel sayılı taşınmazlarda tapu kaydında isimleri geçen diğer bütün paydaşların davada yer almalarının sağlanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine 543, 825 ve 1185 parsel sayılı taşınmazlarda ölü mirasçı ..."in mirasçılık belgesinin getirtilmesi, mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise de; 614 ve 826 parsel sayılı taşınmazlar konusunda bir kısım davalıların muhdesat iddiaları olmasına rağmen taşınmazın toplam bedeli üzerinden, bedelin ne kadarının arza ne kadarının muhdesatlara isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle gösterilip bu oranlar doğrultusunda bedelin dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, 24.07.2015 tarihli keşif sonucunda alınan 06.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazların ayrı ayrı toplam değeri ve taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların değerleri belirlenmiş olup, muhdesatlara ilişkin oranlama yapılmadığı görülmüştür.
O halde mahkemece; açıklanan yönteme uygun şekilde muhdesat oranlaması yapılarak satıştan elde edilecek gelirin bu oranlara göre paylaştırılması ve bu hususun açıkça hükümde gösterilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece, 1198 parsel sayılı taşınmaz yönünden, satışın "genel açık artırma" usulü ile yapılacağının hükümde belirtilmemesi, satış memurunun ismen atanması, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin hangi oranlarda paylaştırılacağının hüküm sonucunda gösterilmemesi isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.