
Esas No: 2021/4835
Karar No: 2021/10068
Karar Tarihi: 23.09.2021
Danıştay 6. Daire 2021/4835 Esas 2021/10068 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/4835
Karar No : 2021/10068
TEMYİZ EDENLER:1- (DAVALI): … Bakanlığı - …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri …
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): … Hidroelektrik Enerji Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR):
1- …
2- …
3- …
4- ..
5- …
6- ..
7- …
8- …
9- …
10- …
11- … VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Amasya İli, Taşova İlçesi, … Köyleri Mevkiinde davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Karayel HES (Toplam 22,4 MWm/ 21,6 MWe) projesiyle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve …sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla (çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi ve orman mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle) yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 1,2,3,4 nolu regülatörlerde (HES’lerde) kapama seddeleri ve kuyruk suyu duvarlarından çevresel olarak Taşova merkezinde duvar dışlarından taşma ve sızdırma olmaması gerektiği, bu sızma ve taşmanın kanalizasyon foseptiklerini dolduracağından şehre zarar verme potansiyelinin yüksek olduğu, bu imalatların titizlikle yapılması gerektiği, şehrin kanalizasyon atık su inşaatının sürdüğü ve tamamlandığı zamanda da bu tesise zarar vermemesi gerektiği, önlemlerin titizlikle ele alınması ve takibinin gerektiği, diğer HES duvarlarının da çevreye taşkın ya da sızdırma yapmaması gerektiği, bu sızma ve taşkınların yola, çevreye ve tarım alanlarına zarar verebileceği, ÇED raporunda balık geçitlerinin yapılacağının belirtildiği ancak detaylandırması ile ilgili planlamanın yapılmadığı, HES inşaat alanının çevresinde yer alan inşaat bittikten sonra kaldırılacak geçici tesislerin (Şantiye Alanı, Kazı Fazlası Depolama Sahası-1, Kazı Fazlası Depolama Sahası-2, Kazı Fazlası Depolama Sahası-3 ve bitkisel toprak depolama alanı) çevrelerinde peyzajda görsel yönden önemli bir bozulmaya sebep olacağı, bu nedenle bahsi geçen bölgelerin arazi topoğrafyası ve bitki örtüsü bakımından doğaya uyumlu hale getirilmesi gerektiği, ilgili Yönetmeliklerde dere yatağına bırakılacak can suyu miktarının, HES projesine esas alınan son on yıllık ortalama akımın en az %10’u olarak saptandığı, dava konusu HES’lerde dere yatağına bırakılacak can suyu miktarlarının takibinin yapılması ve sınırları aşmamasının son derece önemli olduğu, faaliyet sahasında tesislerin yapım ve ileriki aşamalarında, inşaat atıklarının Yeşilırmak Nehrine dökülmeyeceği, nehrin yatağının daraltılmayacağı taahhüt edilse de; ilgili kurumlar tarafından her aşamada önemle takibinin yapılması gerektiği, Karayel HES projesi için Yeşilırmak yatağında yapılacak kuyruk suyu sıyırma kazılarının, özellikle kazıların yapıldığı bölgelerde alüvyondaki yeraltısuyu seviyesini düşüreceği, yeraltı suyu seviyelerinde oluşacak düşümlere bağlı olarak çevredeki su kuyularının debilerinde bir düşme ve su kalitelerinde bir bozulma olması durumunda oluşacak her türlü mağduriyetin işletmeci firma tarafından giderileceğinin taahhüt edildiği, ancak bunun önemli bir risk olduğu, bu konunun detaylandırılması, risk analizlerinin yapılması gerektiği, ancak yeraltı suyunun miktar ve kalite yönünden söz konusu projeden olumsuz yönde etkilenmemesi için ne şekilde önlem alınacağı bilgisinin detaylı olarak ÇED raporunda yer almadığı, tasarlanan proje ünitelerinin uygulanacağı alanlarda mera, alüvyal menşeyli sulu tarım arazileri, toprak işlemeli tarıma elverişli III. ve IV. sınıf kuru tarım arazilerinin mevcut olduğu, belirtilen arazilerin projenin uygulanması esnasında bir kısmının tarımsal yapısının geçici olarak bozulacağı, bir kısım tarım arazisinin geri dönüşü olmayan yapılaşmalara maruz kalacağı, bir kısmının ise kamulaştırılması gerekeceği, toprak depolama alanı olarak kullanılabilecek alanların iş bitiminde düzeltilerek yeniden tarım arazisi olarak kullanılmasının sağlanması, diğer araziler için kamulaştırma işlemlerinin yapılması ve mevzuata uygun olacak şekilde gerekli izinlerin alınması gerektiği, söz konusu projenin, mevcut Amasya-Taşova-Erbaa devlet yoluna zarar vermemesi ve Ayvacık-Taşova yolu projesinin ise dikkate alınması gerektiği, Karayel HES projesi, göl alanında toplanacak suların daha önce tamamlanan Akdağ-Erbaa Devlet Yolu Ladik farklı seviyeli kavşağı A,B,C,D kollarında ve Kuzey TETEK (KKN: D100) karayolunda yol gövdesine yaklaşacağı, oluşabilecek maksimum su seviyesine göre yarma ve dolgu şevlerinin zarar görmeyeceği ve oluşacak maksimum su seviyesine göre kavşak kollarının ve Kuzey TETEK (KKN: D100) devlet yolunun kırmızı kotunun dikkate alınması gerektiği, projenin inşaat aşamasında yapılacak olan kazı işlemleri sırasında tozumanın önlenmesi için arazinin spreyleme yöntemiyle sulanacağı, ayrıca proje kapsamında ilgili yönetmelik hükümlerine riayet edileceği ve sınır değerlerin aşılmayacağının taahhüt edildiği, toz oluşumu için daha detaylı önlem alındığının ÇED raporunda irdelenmesinin genişletilmesi gerektiği, taahhüt edilen sınır değerleri aşmamanın belirli aralıkla yapılan ölçümlerle ilgili kurumlara iletilmesinin de taahhüt edilmesi gerektiği, ÇED raporu incelendiğinde, sesin yaban hayatı üzerinde etkisinin detaylı incelenmediği, ÇED raporunda bölgedeki fauna elemanlarının inşaat aşamasında gürültü ve tozdan, işletme aşamasında ise gürültü ve hava akımındaki değişimlerden etkileneceği ve inşaat yapılacak alanların tümündeki türlerin bu alanları terk etmek zorunda kalacağının belirtildiği, bu sebepten dolayı bölgedeki karasal hayvanların proje sahası dışında benzer alternatif alanlara yöneleceği, dolayısıyla hayvanların doğal yaşamlarına olumsuz etki yapacağı, bir akarsu havzası içerisinde aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği, bu kapsamda, öncelikle havzada yer alan su ile ilişkili sektörler tanımlanmalı, havzanın doğal kaynak, habitat ve biyolojik çeşitliliği güncel olarak saptanmalı, daha sonra havzadaki nehir ekosisteminin hizmet ve sağlığını tehdit etmeyecek şekilde bir elektrik üretim planlaması yapılarak ÇED raporlarının bu kapsamda değerlendirmeye alınmasının gerektiği, ardışık HES’lerin olduğu vadilerde tek tek değil tüm HES’leri dikkate alan tümleşik etki değerlendirilmesinin yapılması gerektiği, ÇED raporunda saptanan eksiklikler ve detaylı incelenmesi gereken konuların ilgili raporda yer almaması dışında; taahhüt edilen değerlendirmelerin titizlikle yapıldığı takdirde ÇED raporunun uygun mütalaa edildiği tespitlerine yer verildiğinin görüldüğü, anılan raporun taraflara tebliğ edildiği, taraf itirazları ve Mahkemece re'sen tespit edilen hususlar sebebiyle, Mahkemenin 08/01/2021 tarihli ara kararıyla, ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyetince Mahkemeye sunulan 19/02/2021 havale tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; İleride gerçekleşecek olan dava konusu projenin taahhütlerine uyulması projeyi gerçekleştirecek firmalar tarafından ve bunların kontrollerinin sağlanmasının ilgili kurumlar tarafından olabileceği, taahhütlere uyulması şartı ve takibinin yapılması ile raporun ve dolayısıyla projenin olumsuz etkilerinin minimize olacağı, ÇED raporunda sıraladığımız eksikliklerin rapora eklenmesiyle; projenin daha kapsamlı irdelenmiş olacağı ve çevre adına daha olumlu yarar sağlayacağı, 1,2,3,4 nolu regülatörlerde (HES’lerde) kapama seddeleri ve kuyruk suyu duvarlarından çevresel olarak Taşova merkezinde duvar dışlarından taşma ve sızdırma olmaması gerektiği, bu sızma ve taşmanın kanalizasyon foseptiklerini dolduracağından şehre zarar verme potansiyelinin yüksek olduğu, bu imalatların titizlikle yapılması gerektiği, şehrin kanalizasyon atık su inşaatının sürdüğü ve tamamlandığı zamanda da bu tesise zarar vermemesi gerektiği, önlemlerin titizlikle ele alınması ve takibi gerektiği, diğer HES duvarlarının da çevreye taşkın ya da sızdırma yapmaması gerektiği, bu sızma ve taşkınların yola, çevreye ve tarım alanlarına zarar verebileceği, balık geçitleri ile ilgili detaylı planların raporda yer alması gerektiği, kuyruk suyu sıyırma kazılarıyla ilgili olarak risk analizlerinin raporda yer alması gerektiği, ayrıca tüm kazı işlemleri için de risk analizlerinin rapora eklenmesi gerektiği, bir akarsu havzası içerisinde aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği, bu kapsamda, öncelikle havzada yer alan su ile ilişkili sektörlerin tanımlanması, havzanın doğal kaynak, habitat ve biyolojik çeşitliliği güncel olarak saptanması, daha sonra havzadaki nehir ekosisteminin hizmet ve sağlığını tehdit etmeyecek şekilde bir elektrik üretim planlaması yapılarak ÇED raporları bu kapsamda değerlendirmeye alınması gerektiği, ardışık HES’lerin olduğu vadilerde tek tek değil tüm HES’leri dikkate alan tümleşik etki değerlendirilmesinin ilgili düzenlemelerin ÇED raporunda yer alması gerektiği, tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun ve ek bilirkişi raporunun birlikte incelenip değerlendirilmesinden; ÇED'in projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları da kapsadığı dikkate alındığında, projede; ÇED raporunda balık geçitlerinin yapılacağı, ancak detaylandırması ile ilgili planlamanın yapılmadığı, Yeşilırmak yatağında yapılacak kuyruk suyu sıyırma kazılarının, özellikle kazıların yapıldığı bölgelerde alüvyondaki yeraltısuyu seviyesini düşüreceği, yeraltı suyu seviyelerinde oluşacak düşümlere bağlı olarak çevredeki su kuyularının debilerinde bir düşme ve su kalitelerinde bir bozulma olması durumunda oluşacak her türlü mağduriyetin işletmeci firma tarafından giderileceğinin taahhüt edildiği, ancak bunun önemli bir risk olduğu, bu konunun detaylandırılması, risk analizlerinin yapılması ve yeraltı suyunun miktar ve kalite yönünden söz konusu projeden olumsuz yönde etkilenmemesi için ne şekilde önlem alınacağı bilgisinin detaylı olarak ÇED raporunda yer almadığı, projenin inşaat aşamasında yapılacak olan kazı işlemleri sırasında tozumanın önlenmesi için arazinin spreyleme yöntemiyle sulanacağı ayrıca proje kapsamında ilgili yönetmelik hükümlerine riayet edileceği ve sınır değerlerin aşılmayacağının taahhüt edildiği, toz oluşumu için daha detaylı önlem alındığının ÇED raporunda irdelenmesinin genişletilmesi gerektiği, taahhüt edilen sınır değerleri aşmamanın belirli aralıkla yapılan ölçümlerle ilgili kurumlara iletilmesinin de taahhüt edilmesi gerektiği, ancak böyle bir taahhütte bulunulmadığı, ortaya çıkacak gürültünün yaban hayatı üzerinde etkisinin detaylı incelenmediği, bölgedeki fauna elemanlarının inşaat aşamasında gürültü ve tozdan, işletme aşamasında ise gürültü ve hava akımındaki değişimlerden etkileneceğinin belirtildiği, inşaat yapılacak alanların tümündeki türlerin bu alanları terk etmek zorunda kalacağı, bu sebepten dolayı bölgedeki karasal hayvanların proje sahası dışında benzer alternatif alanlara yöneleceği, dolayısıyla hayvanların doğal yaşamlarına olumsuz etki yapacağı, aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği, bu kapsamda, öncelikle havzada yer alan su ile ilişkili sektörler tanımlanması, havzanın doğal kaynak, habitat ve biyolojik çeşitliliği güncel olarak saptanması, daha sonra havzadaki nehir ekosisteminin hizmet ve sağlığını tehdit etmeyecek şekilde bir elektrik üretim planlaması yapılarak ÇED raporlarının, bu kapsamda değerlendirmeye alınması gerektiği, ancak buna ilişkin bir değerlendirmenin yapılmadığı, belirtilen hususlar yönünden eksik olan ÇED raporu esas alınarak verilen dava konusu ÇED Olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak; davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunup bulunmadığının gözetilerek davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, esasa ilişkin olarak; Karayel 1 ve 2 Regülatörleri ve HES sahasında Taşova Sulama Birliğinin işlettiği Karabük sulaması ve Yerkozlu pompaj sulamalarının bulunduğu, bu sulamalarının kaynağının Yeşilırmak olduğu ve sulama suyunun, proje alanının yaklaşık 12 km membaında bulunan Midilli HES kuyruk suyundan alındığı, santralin faaliyette olmadığı zamanlarda ise su alma yapısından alındığı, dolayısıyla bu sulamaların su haklarının Midilli HES uhdesinde olduğu, Karayel 3 Regülatörü ve HES boyunca herhangi bir kanal ve ark bulunmadığı, mansabında ise Karayel 4 Regülatörü ve HES'in membası ve göl alanı olduğundan, dere yatağında her daim su bulunacağı, dolayısıyla sulama suyu açısından sıkıntı oluşmayacağı, Karayel 4 Regülatörü ve HES'ten sonra ise herhangi bir kuyruk suyu taraması veya kuyruk suyu kanalının bulunmadığı, ancak 2 km mansabında Umutlu HES projesinin regülatörünün bulunduğu, Umutlu regülatörünün maksimum su tutma kotunun Karayel HES-4'e ait kuyruk suyu kotunun altında olduğu, Karayel HES projesinin membaında Yavuz HES'e ait santral binasının bulunduğu, bu projenin santral kuyruk suyu çıkış kotunun Karayel HES-1 göl alanı kotu ile aynı olduğu, dolayısıyla projenin membaında ve mansabında bulunan mevcut işletmelerdeki tesislerle ilgili uyumsuzluğunun olmadığı, 3 adet kazı fazlası malzeme depolama alanı belirlendiği, kati proje aşamasında taşkın analiz raporu ve hafriyat depolama projesi hazırlanarak DSİ 7. Bölge Müdürlüğüne sunulacağı, ayrıca depolanan bu kazı fazlası malzemenin dolgu işlemlerinde geri kullanılacağı, ÇED raporunda inşaattan kaynaklı toz emisyonunun hesaplandığı, çalışma sırasında spreyleme sulama yapılarak alanın nemlendirileceği, yükleme boşaltma sırasında savurma yapmadan çalışılacağı ve her bir regülatör ve HES inşaatının sırayla yapılacağının belirtildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, diğer taraftan Bakanlığın Harçlar Kanunu 13/1-(j) maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu, davalı idare aleyhine harçların hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğu, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, balık geçidinin, ÇED raporunda (pdf s. 297-299) detaylandırıldığı ve EK-24'te balık geçidinin plan ve kesitlerine yer verildiği, bilirkişi raporunda yer alan kuyruk suyu sıyırma kazılarının, özellikle kazıların yapıldığı bölgelerde yeraltı suyuna etkisinin detaylandırılması, risk analizlerinin yapılması gerektiği yönündeki tespitle ilgili olarak, projenin faaliyete geçirilebilmesi ve geçici kabul yapılabilmesi için kati projenin hazırlanıp onaylanması gerektiği, ÇED raporunda ve fizibilite raporunda teknik detaylandırmanın kati proje aşamasında olacağının belirtildiği; 1,2,3,4 nolu regülatörlerde (HES’lerde) kapama seddeleri ve kuyruk suyu duvarlarından çevresel olarak Taşova merkezinde duvar dışlarından taşma ve sızdırma olmaması gerektiği yönündeki tespitle ilgili olarak, HES-1 ve HES-2 arasında mevcut durumda DSİ tarafından yapılmış taşkın seddelerinin bulunduğu, dava konusu projeyle bu seddelerin iyileştirileceği ve sedde arkalarına drenaj hendeği yapılarak yağışlı dönemlerde meydana gelen dere yatağındaki göllenmelerin engellenebileceği, ayrıca Karayel HES projesi göl alanında meydana gelebilecek yeraltı suyu yükselmesinden kaynaklı zeminin geçirimliliğini önlemek için gerek kalması halinde sorunlu yerlere kil blanket uygulaması yapılacağı; tozumayla ilgili önlemlerin detaylandırılması yönündeki tespitle ilgili olarak, değerlendirme aşamasında verilen taahhütlerin yeterli bulunduğu, ek taahhütlerin gerektiğinde verilebileceği, ancak bu hususun ÇED raporunun detaylandırılması ile ilgili olduğu ve tek başına işlemin iptali için gerekçe olamayacağı; faunanın proje nedeniyle bölgeyi terk etmesi hususu ile ilgili olarak, ÇED raporundaki flora ve faunayla ilgili değerlendirmelerin, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce uygun bulunduğu; bir akarsu havzası içerisinde aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği yönündeki tespitle ilgili olarak inceleme değerlendirme aşamasında verilen görüşlere göre ÇED formatının başlıklarının oluşturulduğu, özellikle konu ile ilgili Amasya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün görüşünün bulunduğu ve bu formata göre hazırlanan ÇED raporunun uygun bulunduğu, projenin tarım arazileri üzerine etkisiyle yönelik değerlendirmelere ÇED raporunda yer verildiği, ÇED raporunun mevzuatın aradığı tüm koşulları taşıdığı, bu koşulların dışında da değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesiyle yerindelik denetimi yapıldığı, ayrıca ÇED raporu hazırlanırken havza bazında ele alınarak tüm projelerin kotları, birbirlerine ve bütüncül olarak çevreye etkisinin ele alındığı, proje kapsamında iletim hattı bulunmadığından, enerjisi alınan suyun olduğu gibi yatakta kalacağı, sonuç olarak tüm muhtemel çevresel etkilerin dikkate alındığı ve buna göre alınması gereken tedbirlere ÇED raporunda yer verildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararında somut ve mevzuata aykırı olan bir gerekçeye yer verilmediği, dolayısıyla ÇED raporunda dava konusu işlemin iptalini gerektiren bir eksiklik bulunmadığı belirtilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye …'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Çevre düzenleme kotu 259,45 m, savak eşik kotu 252,95 m olan beton gövdeli, kontrollü dolusavaktan, üç bölmeli kapaklı türbin su alma yapısından, toplam 5,60 MWm / 5,40 MWe kurulu gücünde 3 adet S-Kaplan türbin barındıran bir santral binasından meydana gelecek Karayel I Regülatörü ve HES; çevre düzenleme kotu 250,45 m, savak eşik kotu 243,95 m olan beton gövdeli, kontrollü dolusavaktan, üç bölmeli kapaklı türbin su alma yapısından, toplam 5,60 MWm / 5,40 MWe kurulu gücünde 3 adet S-Kaplan türbin barındıran bir santral binasından meydana gelecek Karayel II Regülatörü ve HES; çevre düzenleme kotu 241,45 m, savak eşik kotu 234,95 m olan beton gövdeli, kontrollü dolusavaktan, üç bölmeli kapaklı türbin su alma yapısından, toplam 5,60 MWm / 5,40 MWe kurulu gücünde 3 adet S-Kaplan türbin barındıran bir santral binasından meydana gelecek Karayel III Regülatörü ve HES; çevre düzenleme kotu 232,45 m, savak eşik kotu 225,95 m olan beton gövdeli, kontrollü dolusavaktan, üç bölmeli kapaklı türbin su alma yapısından, toplam 5,60 MWm / 5,40 MWe kurulu gücünde 3 adet S-Kaplan türbin barındıran bir santral binasından meydana gelecek Karayel IV Regülatörü ve HES projesinin planlaması üzerine, hazırlanan ÇED raporu davalı idareye sunulmuştur.
Davalı idare tarafından ilgili kurumlardan alınan görüşler neticesinde, … tarih ve … sayılı "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin ve bulunduğu çevrenin özelliklerine göre, proje tanıtım dosyasını veya nihai ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle seçilmesi gerekmektedir. Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında onlarca uzmanın imzası bulunabildiğinden, birebir aynı sayıda ve aynı uzmanlık alanında olmasa dahi, yargılama usulü kurallarının elverdiği ölçüde, usul ekonomisi de gözetilerek bir denge kurulması, seçilecek bilirkişilerin projenin bulunduğu alana ve projeye yapılan itirazlara göre değerlendirilmesi zorunlu olan ana konu başlıkları bakımından yeterli uzmanlığa sahip olması, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince; bilirkişi raporu hükme esas alınarak, ÇED raporunda balık geçitlerinin yapılacağının belirtildiği, ancak detaylandırması ile ilgili planlamanın yapılmadığı, kuyruk suyu sıyırma kazılarının, özellikle kazıların yapıldığı bölgelerde yeraltı suyuna etkisinin detaylandırılmadığı, risk analizlerinin yapılmadığı, tozumayla ilgili daha detaylı önlemlerin alınmadığı, taahhüt edilen sınır değerleri aşmamanın belirli aralıkla yapılan ölçümlerle ilgili kurumlara iletilmesiyle ilgili taahhütte bulunulmadığı, gürültünün yaban hayatı üzerine etkisinin incelenmediği, faunanın doğal yaşam alanlarını olumsuz etkileyeceği, aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği, ancak buna ilişkin bir değerlendirmenin yapılmadığı gerekçesiyle belirtilen hususlar yönünden eksik olan ÇED raporu esas alınarak tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, ÇED raporunda balık geçidiyle ilgili değerlendirmelerle plan ve kesitlerin bulunduğunun görüldüğü, dolayısıyla bilirkişi raporunda balık geçidinin detaylandırılmasına yönelik husustan beklenilenin ne olduğunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı, kuyruk suyu kazılarının yeraltı sularına etkisiyle ilgili teknik detaylandırmanın, ÇED raporunda en başından ele alınması gereken bir konu mu yoksa davalı yanında müdahilin ileri sürdüğü gibi kati proje aşamasında da ele alınabilecek bir konu olup olmadığının bilimsel olarak değerlendirilmesi gerektiği, tozumayla ilgili verilen taahhütlerin mevzuat kapsamında hangi yönlerden eksik olduğu ve alınması gerekli görülen daha detaylı tedbirlerin neler olabileceği ile ilgili bir değerlendirmenin bilirkişi raporunda yapılmadığı, ayrıca bilirkişilerce inşai faaliyetler sırasındaki patlatmanın fauna üzerinde olumsuz etkilerinin olacağının, proje kapsamında ise patlatma yapılmayacağının ve etki alanı içerisinde yaban hayatı koruma geliştirme ile yaban hayvanlarını yerleştirme sahasının bulunmadığının ve ÇED raporunda gürültü seviyesi ile ilgili yapılan hesaplamalar neticesinde gürültünün, sınır değerin altında olduğunun öngörüldüğünün belirtildiği dikkate alındığında, bilirkişilerin gürültünün yaban hayatı üzerindeki etkisinin incelenmediği yönündeki tespitlerinin soyut nitelikte olduğu, yine bilirkişilerce faunanın doğal yaşam alanlarının olumsuz etkileneceğinin belirtildiği halde, ÇED raporunda bu konuya yönelik tedbirler alınıp alınmadığı, alınmış ise yeterli olup olmadığının irdelenmediği, aynı dere üzerinde veya havzayı oluşturan farklı akarsu kollarında planlanan projelerin kümülatif etkilerinin ortaya konulması gerektiği, ancak ÇED raporunda buna yönelik bir değerlendirmenin yer almadığı yönündeki tespit bakımından ise ÇED raporunda yer alan Karayel HES projesinin membaında Yavuz HES’e ait santral binasının bulunduğu, bu projenin santral kuyruk suyu çıkış kotunun, Karayel HES-1 göl alanı kotu ile aynı (258,65 m) olduğu, Karayel HES projesinin mansabında ise Umutlu regülatörünün bulunduğu, Umutlu regülatörünün maksimum su tutma kotunun Karayel HES-4' e ait kuyruk suyu kotunun altında (222,00 m) olduğu, dolayısıyla projenin membasında ve mansabında bulunan mevcut işletmedeki tesislerle herhangi bir uyumsuzluğunun olmadığı, projenin tasarımının yapılırken projenin önünde ve arkasında bulunan tüm tesislerin dikkate alındığı şeklindeki değerlendirmelerin, kümülatif etki değerlendirmesi kapsamında yeterli olup olmayacağının somut ve açık bir şekilde ortaya konulması gerektiği sonucuna varıldığından, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ise hem belirtilen bu hususlar yönünden hem de diğer çevresel etkiler (bırakılması gereken can suyu miktarı vs.) yönünden ÇED raporunun yeterli olup olmadığını ortaya koyacak kapsam ve içeriğe sahip olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi için temyiz dilekçesindeki iddialar ile yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, ÇED sürecinin mevzuata uygun işletilip işletilmediği, yürütülmesi istenilen faaliyetin, alanın niteliğine, tarım alanlarına, su kaynaklarına, duyarlı yörelere etkisi ile nihai ÇED raporunun ve alınacak önlemlerin teknik ve bilimsel açıdan yeterliliğinin tespiti amacıyla aralarında çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi, hidrolog ve biyolog olmak üzere, tarafların iddiaları da dikkate alınarak gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın esası hakkında alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının usulde oyçokluğu, esasta oybirliği ile BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 23/09/2021 tarihinde karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.