Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6148
Karar No: 2020/8646
Karar Tarihi: 17.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6148 Esas 2020/8646 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu mahkeme kararı, bir trafik kazası sonucu yaralanan davacının, sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın gerçek zararının altında kaldığını iddia ederek tazminat talebinde bulunması üzerine açılmıştır. Mahkeme, ödeme tarihindeki verilere göre davacının gerçek zararının 24.657,30 TL olduğunu ve yapılan ödemenin 21.893,60 TL olduğunu belirleyerek, davacının ödeme tarihindeki zararının %89 oranında karşılandığını ve ödeme tarihi itibariyle davacıya 2.764,30 TL eksik ödeme yapıldığını hükme bağlamıştır. Ancak, yasalar gereği ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama yerine hesap tarihi itibariyle güncel tazminat miktarından davadan önce ödenen bedelin güncellenmiş değerinin mahsubunun yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bu kapsamda, Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2. maddesi uyarınca zarar sorumlusu davalılar tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığı belirlenmeli ve tazminat hesaplamasında ödeme tarihindeki veriler değil, hesap tarihindeki güncel veriler esas alınmalıdır.
(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2019/6148 E.  ,  2020/8646 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacının davalı ... tarafından sigortalanmış olup, dava dışı Ahmet Toklu yönetimindeki araç ile yolculuk yaparken meydana gelen kaza sonucunda yaralandığını ve %12 oranında sürekli sakat kaldığını, davalı ... şirketinin davacıya 24.06.2013 tarihinde 21.898,60 TL ödeme yaptığını, davacının zararının daha fazla olduğunu belirterek sürekli sakatlık tazminatı olarak 1.000,00 TL"nin davalıdan ticari faizi ile alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 22.07.2014 tarihinde ıslah ile talebini 6.901,36 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili davacının sigorta şirketine başvurması üzerine davacının zararını giderdiklerini ve davacının kendilerini ibra ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, belirlenen 6.901,36 TL tazminatın 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışındaki taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin 2015/2955 Esas 2017/8856 Karar sayılı ilamında özetle "...Somut olayda; olay nedeniyle davalı ... tarafından davacıya ödeme yapılmış, taraflar arasında 25.06.2013 tarihli ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 28.08.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK"nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Öncelikle maluliyet tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK"nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ayrıca hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacı bakımından hesaplamada asgari geçim indirimi dahil edilmiş asgari ücret esas alınmış, aktif-pasif dönem ayrımı yapılmamıştır. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı için aktif-pasif dönem ayrımı yapılarak, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir." gerekçeleri ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile 2.764,30 TL tazminatın 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, davadan önce davalı trafik sigortacısı tarafından 24.06.2013 tarihinde ödenen 21.893,60 TL"nin gerçek zararın altında olduğunu iddia ederek tazminat talebinde bulunmuş; davalı taraf ise, davadan önce yapılan ödemelerin yeterli olduğu savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalılar tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması; daha sonra, ödeme ile ödenmesi gereken miktar arasında fahiş fark olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Fahiş fark olduğunun tespiti halinde ise, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalıların ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri hesaplanan güncel tazminattan düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir.
    Eldeki davada, Mahkemenin hükme esas aldığı 17.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda, ödeme tarihindeki verilere göre davacının gerçek zararının 24.657,30 TL olduğu, davacıya yapılan ödemenin 21.893,60 TL olduğu, buna göre davacının ödeme tarihindeki zararının %89 oranında karşılandığı, ödeme tarihi itibariyle davacıya 2.764,30 TL eksik ödeme yapıldığı belirlenmiş, Mahkemece bu miktar üzerinden tazminata karar verilmiştir. Yine aynı bilirkişi raporunda hesap tarihi itibariyle davacının gerçek zararının 48.135,58 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin mahsubu ile bakiye zararı 14.457,22 TL olarak hesaplanmıştır.
    Yukarıda açıklanan ilkelere göre davacının hesap tarihinde belirlenen güncel tazminat miktarından davadan önce ödenen bedelin güncellenmiş değerinin mahsubu ile sonuç tazminata karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi