2. Hukuk Dairesi 2017/3378 E. , 2019/2246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından bölge adliye mahkemesi kararının tamamına ve davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, dava devam ederken 19.07.2016 tarihinde doğan müşterek çocuk Elya hakkında velayet düzenlemesi ve kişisel ilişki yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış, hükme karşı, davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince yapılan kanun yolu incelemesi sonucunda, boşanma hükmü kurulduğu halde ergin olmayan ortak çocuk yönünden velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi hakkında karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak daire kararına uygun şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre kadının sair istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Öncelikle, bölge adliye mahkemesince verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir. Bu bağlamda;
Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK"nun 353. maddesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa
a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması (...) (1).
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, (...) (1) karar verilmiş olması. (1)
6)Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
Bölge adliye mahkemesince, velayet ve kişisel ilişki yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine HMK 353/1- a maddesi uyarınca karar verildiği görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-a maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tadadi (örnek olarak sayılmış) değil tahdidi (sınırlı) olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında "Hüküm kurulması gereken bir konuda olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması" bulunmamaktadır. O halde kanundaki düzenleme karşısında bölge adliye mahkemesince velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise;
6100 sayılı HMK’nın "Duruşma yapılmadan verilecek kararlar" başlıklı 353/1-b-3 maddesinde; "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;... b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; ... 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır. Anılan yasal düzenlemeler karşısında Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince gerekirse uzman görüşüne başvurulmak suretiyle dava tarihinden sonra dünyaya gelen ortak çocuğun velayet ve kişisel ilişki düzenlemesinin esası hakkında bir karar verilmek ve sair istinaf istemlerinin de esası incelenecek yerde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.03.2019 (Çar. )