4. Ceza Dairesi 2017/19245 E. , 2017/28182 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2017 tarihli ve 2017/6210 soruşturma, 2017/42143 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 17/10/2017 gün ve 94660652-105-34-8934-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/10/2017 gün ve 2017/58961 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, suç tarihinde müştekinin kullanımında bulunan telefonu arayan şüphelinin müştekiye hakaret ve tehdit ettiğinden bahisle müştekinin şikayetçi olması üzerine iddiadan başka delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin şikayet dilekçesi ve ifadesinde şüpheli ile önceye dayalı husumeti olduğunu ve aralarında kavga olayı nedeniyle soruşturma dosyasının bulunduğunu beyan etmesi karşısında, taraflar arasında soruşturma ve kovuşturma dosyasının bulunup bulunmadığının araştırılması, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2017 tarihli ve 2017/6210 soruşturma, 2017/42143 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayılı kararının, suç tarihinde müştekinin kullanımında bulunan telefonu arayan şüphelinin müştekiye hakaret ve tehdit ettiğinden bahisle müştekinin şikayetçi olması üzerine iddiadan başka delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin şikayet dilekçesi ve ifadesinde şüpheli ile önceye dayalı husumeti olduğunu ve aralarında kavga olayı nedeniyle soruşturma dosyasının bulunduğunu beyan etmesi karşısında, taraflar arasında soruşturma ve kovuşturma dosyasının bulunup bulunmadığının araştırılması, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2017 tarihli ve 2017/6210 soruşturma, 2017/42143 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayılı kararında, isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Şikayetçi ..."nin, İstanbul(Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2015/132921 soruşturma sayılı dosyasında 30/09/2015 tarihinde şikayetçi sıfatıyla verdiği ifadesinde, 19/08/2015 tarihinde şüpheli ... ile arasındaki kavga sonucu Aksaray Polis Merkezi"nde ifade verdiğini, soruşturmanın devam ettiğini, şüphelinin 29/09/2015 tarihinde Bostancı"da bulunduğu sırada 0546 471 37 35 numaralı telefonundan saat 23:00 sıralarında arayarak "Bu dava burada bitmez seninle hesaplaşacağım, bana adresini ver, gelip seni vuracağım, Ananı avradını sinkaf edeceğim." şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, bu konuşmaya kimsenin tanık olmadığını beyan ettiği,
İstanbul(Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2015/132921 soruşturma sayılı dosyası üzerinden, 12/10/2016 tarihinde şüpheli ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından dolayı iddiadan başka delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Şikayetçi vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliği"nin 13/12/2016 tarihli ve 2016/5838 Değişik İş sayılı kararıyla; şüphelinin ifadesi alındıktan ve ilgili GSM operatörlerinin iddiaya ilişkin kayıtları temin edildikten sonra şüphelinin hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden itiraza konu kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği,
Şüpheli ..."un 18/02/2017 tarihinde alınan ifadesinde, şikayetçiyi tanıdığını, bir tartışma nedeniyle polis karakoluna gidip ifade verdiklerini, ancak ifade verdikten sonra şikayetçiyi arayıp tehdit etmediğini, 0546 471 37 35 numaralı telefonun kendisine ait olduğunu ve halen kullandığını, suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu"nun 04/04/2017 tarihli yazısı ve eklerinden, şikayetçi ..."nin kullandığını beyan ettiği telefon hattının, 29/09/2015 tarihinde saat 22:11:07"de, şüpheli ..."un adına kayıtlı telefon hattından arandığı ve 883 saniye konuşulduğu,
İstanbul(Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2015/132921 soruşturma sayılı dosyası üzerinden, 03/05/2017 tarihinde şüpheli ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından dolayı iddiadan başka delil elde edilemediği gerekçesiyle tekrar kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Bu karara şikayetçi vekili tarafından süresinde itiraz edildiği, mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayılı kararıyla, usule, yasaya ve oluşa aykırı bir yan bulunmadığı, itirazın yersiz olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, ret kararının kesin nitelikte olduğu,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.
Somut olayda; şikayetçi ve şüpheli arasında incelemeye konu suçlardan önce kavga olayının gerçekleştiğini taraflar kabul etmektedir ve bu hususa dair herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Şüphelinin kullandığını beyan ettiği telefon hattından, şikayetçinin kullandığı hat, suç tarihinde aranmış ve 883 saniye süreyle görüşme yapılmıştır. Şüpheli ifadesinde, şikayetçiyi arayıp tehdit etmediğini savunmaktadır. Bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli hakkında isnad edilen suçlardan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2017 tarihli ve 2017/6210 soruşturma, 2017/42143 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karar karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2017 tarihli ve 2017/2726 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 15/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.