4. Ceza Dairesi 2017/19257 E. , 2017/28183 K.
"İçtihat Metni"
Birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan hükümlü ..."ün, 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle TCK"nun 106/2-a-c, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2012 tarih ve 2011/37 esas, 2012/81 karar sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen hükmünün, CMK"nın 310/1. maddesine istinaden hazırlanan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/10/2017 gün ve 2017/54545 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Sanık ... hakkında, müşteki ..."ya yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2012 tarih ve 2011/37 Esas, 2012/81 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle TCK"nun 106/2-a-c, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna hükmedildiği, sanık ... hakkındaki işbu hükmün temyiz ve istinaf incelenmesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Sanık ... ile aynı suçu birlikte işleyen diğer sanık ... müdafiinin müvekkili hakkındaki hükmü temyiz etmesi üzerine Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 28.09.2016 tarih ve 2014/7213 esas, 2016/12903 karar sayılı ilamı ile sanık ... hakkındaki hükmün, sanık lehine olarak TCK"nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği,
Sanık ... hakkındaki hükmün bozulması üzerine, yeniden yapılan yargılama sonucunda Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 15/06/2017 tarih ve 2016/603 esas, 2017/228 karar sayılı ilamı ile sanık ... ile birlikte birden fazla kişi tarafından birlikte silahlı tehdit suçunu işleyen sanık ... hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanarak, TCK"nun 106/2-a-c, 29, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca sanık ..."in sonuç olarak 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiği,
Sanık ... hakkında haksız tahrik indirimi uygulanarak sonuç olarak 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi de dikkate alındığında, aynı suçu birlikte işleyen iş bu dosyamız sanığı ... lehine de TCK"nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği halde, sanık ... hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmayarak fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan hükümlü ..."ün, 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle TCK"nun 106/2-a-c, 62/1, 53/1. maddeleri uyarınca uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2012 tarih ve 2011/37 esas, 2012/81 karar sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen hükmünün, inceleme dışı sanık ... hakkında haksız tahrik indirimi uygulanarak sonuç olarak 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi de dikkate alındığında, aynı suçu birlikte işleyen iş bu dosyamız sanığı ... lehine de TCK"nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği halde, sanık ... hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmayarak fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediği, gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kesinleşen hükümde TCK"nın 29. maddesinin uygulanmamasının kanun yararına bozmaya konu edilip edilemeyeceğinin ve bu bağlamda sanık ... hakkında anılan madde uyarınca indirim yapılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.01.2016 tarih ve 2014/4-135 esas, 2016/4 sayılı kararında; "Kanun yararına bozma denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Ancak, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır; her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Nitekim, kanun yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi, cezada artırma ve indirme yapılırken kullanılan oranların seçimindeki isabetsizlik gibi hususlar, Yargıtay’ın sadece olağan bir denetim yolu olan temyiz incelemesi sırasında dikkate alabileceği hukuka aykırılıklardandır. Objektif şartları oluştuğu halde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili hiçbir değerlendirme yapılmaması hâkimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmaması nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılabileceği yönünde bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira bu halde Yargıtay’ca denetlenen ve hukuka aykırılığı vurgulanıp kanun yararına bozma konusu yapılan husus hakimin takdirini yanlış kullanmasıyla ilgili değildir. Denetlenen husus, hakimin bir değerlendirme yaparak sonuca varıp, bunu da hükmünde açıklaması zorunluluğuna uyulmamış olmasıdır." denilmiştir.
Kanun yararına bozma istemine konu edilen TCK’nın 29. maddesinde; “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç isleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... ve inceleme dışı sanık ... hakkında Niksar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Suç tarihinde şüphelilerin birlikte şikayetçinin evine gittikleri, kapıyı çaldıkları, kapıyı şikayetçinin açtığı, Kemal"in elinde emanete kayıtlı silahın olduğu, Kemal"in yanındaki Mehmet"in şikayetçiye "benim karımla geziyormuşsun, bir daha seni dışarıda görmeyeceğim" dediği, şüphelilerin iştirak iradesi ile hareket ettikleri, şüpheli Kemal"in tabancayı rızasıyla kolluğa teslim ettiği, tabanca üzerinde yaptırılan kriminal inceleme neticesinde düzenlenen raporda, tabancanın ses-gaz fişeklerini istimal eden tabancalardan olduğunun ancak gaz ayırıcı parçanın bulunmadığının bu haliyle yasak niteliğe haiz olduğunun kabulünün gerektiğinin belirtildiği, şüphelilerin atılı suçu kabul etmedikleri, şüpheli Kemal"in tekerrüre esas sabıkasının bulunduğu" biçimdeki iddianameyle cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama neticesinde 28/03/2012 tarihinde, sanık ..."ün 6136 sayılı Kanunun 13/1 ve 62. maddeleri uyarınca 6000 Türk lirası ve 500 Türk lirası adli para cezasıyla, sanıklar ... ve ..."ün tehdit eylemlerinden, TCK"nın 106/2-a-c ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, hükümlerin sanık ... yönünden müdafii tarafından temyiz edildiği, sanık ..."ün ise hükmü temyiz etmediği, Dairemizin 28.09.2016 tarihli ve 2014/7213 esas, 2016/12903 karar sayılı ilamıyla sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükmün onanmasına, tehdit suçundan kurulan hükmün ise; sanık ..."in, diğer sanık ... ile evli olan kız kardeşi ..."ün mağdur tarafından rahatsız edildiğini savunması karşısında, tanık ... dinlenerek sonucuna göre TCK"nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeniyle bozulmasına karar verildiği,
Niksar Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2011/37 esas ve 20/06/2017 tarihli ek kararında, bozma sonrasında, sanık ... hakkında 15/06/2017 tarih ve 2016/603 esas, 2017/228 karar sayılı kararla haksız tahrik hükümleri uygulanarak sonuç olarak 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildiğinin, bu kararın sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinin belirtildiği,
Sanık ..."ün aşamalarda; mağdurun, eşi ..."ü bir kaç defa rahatsız ettiğini, şahsın yakalandığını bu olaydan sonra şahsın evine kayınbiraderiyle gittiğini, kendisine eşini rahatsız etmemesini söylediğini savunduğu,
Tanık ..."ün yargılamada tanıklıktan çekinme hakkını kullandığı,
Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2012 tarihli 2011/37 esas, 2012/81 sayılı kararında; inceleme dışı sanık sanık ... ve incelemeye konu sanık ..."ün tehdit eylemlerinin, sanıklardan ..."ün elinde bulunan silahı katılana doğrulttuğu diğer sanık ..."ün ise katılana silah doğrultulduğu esnada katılana "benim karımla geziyormuşsun, bir daha karımla görmeyeceğim" şeklinde sözler sarfetmek suretiyle tehdit içerikli söz ve eylemlerde bulunduklarının kabul edildiği,
Anılan kararda, sanıklar hakkında TCK"nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmadığı,
Sanık ..."ün adli sicil kaydında, 09/09/2009 tarihli bir adet hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın yer aldığı,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Kanun koyucu, olayın mahiyetine göre değerlendirme yaparak haksız tahrik altında suç işleyen sanık hakkında cezasında belirli oranlar arasında indirim yapmak üzere hakime takdir hakkı tanımıştır. Yerel Mahkemenin bu uygulamasına ilişkin kullandığı gerekçenin yerinde veya yeterli olup olmadığı, yine yasal sınırlar içinde yaptığı indirim oranı temyiz incelemesinde değerlendirilebilecekken, takdire müteallik konuların inceleme dışı bırakıldığı olağanüstü kanun yolu olan, kanun yararına bozma yoluyla bu hususlar denetlenemeyecektir.
Ancak savunmada dile getirilmesine ve bir kısım kanıtlarla da bu iddiaların doğrulanmasına karşın haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi ve tartışılmaması takdire ilişkin bir husus olmadığından, olağanüstü kanun yolu ile denetlenebilecektir. Buna göre sanığın aşamalarda, mağdurun, eşi ..."ü bir kaç defa rahatsız ettiğini, şahsın yakalandığını, bu olaydan sonra şahsın evine kayınbiraderiyle gittiğini savunması ve sanığın mağdura "benim karımla geziyormuşsun, bir daha karımla görmeyeceğim" dediğinin kabul edilmesi karşısında, haksız tahrik hükmünün uygulanmaması hukuka aykırıdır.
Bu aykırılığın CMK"nın 309/4-d maddesi kapsamında Dairemizce giderilmesi gerektiği ileri sürülebilse de; gerek haksız tahrike ilişkin maddede indirim oranı açısından hakime takdir hakkı tanınması ve inceleme dışı olan sanık ... hakkında daha önce hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının Dairemizin bozma ilamı sonrasında, 1 yıl 3 ay hapis cezası olarak belirlenmesi, gerekse incelemeye konu sanık ... hakkında mevcut ceza üzerinden asgari hadden indirim yapılsa dahi, TCK"nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme ve CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının değerlendirilmesi zorunluğunun ortaya çıkması nedenleriyle, anılan aykırılığın mahallinde mahkemesince giderilmesi gerekmektedir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2012 tarih ve 2011/37 esas, 2012/81 karar sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 15/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.