Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/19084
Karar No: 2017/28185
Karar Tarihi: 15.12.2017

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/19084 Esas 2017/28185 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2017/19084 E.  ,  2017/28185 K.

    "İçtihat Metni"




    Kamu görevlisine hakaret ve basit tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine, basit tehdit suçundan dolayı ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2017 tarihli ve 2016/857 esas, 2017/218 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/790 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 26/09/2017 gün ve 94660652-105-35-8412-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/10/2017 gün ve 2017/55413 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 253/3. maddesinde yer alan, “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın basit tehdit suçunu kamu görevlisine hakaret suçu ile birlikte işlediği cihetle uzlaştırma kapsamında olmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan dolayı beraatine karar verilmesi nedeniyle, basit tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında kaldığından bahisle bu suç yönünden uzlaştırma işlemleri yapılmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kamu görevlisine hakaret ve basit tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine, basit tehdit suçundan dolayı ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. Cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2017 tarihli ve 2016/857 esas, 2017/218 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/790 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 253/3. maddesinde yer alan, “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.”
    şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın basit tehdit suçunu kamu görevlisine hakaret suçu ile birlikte işlediği cihetle uzlaştırma kapsamında olmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan dolayı beraatine karar verilmesi nedeniyle, basit tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında kaldığından bahisle bu suç yönünden uzlaştırma işlemleri yapılmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği görüşüyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    CMK"nın 253/3. maddesindeki “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” biçimindeki düzenleme karşısında; sanığın birlikte işlediği iddia olunan kamu görevlisine hakaret ve sair tehdit suçlarından yapılan yargılama sonucunda, uzlaştırma kapsamında bulunmayan kamu görevlisine hakaret suçundan beraat kararı verilmesi durumunda, sair tehdit suçundan uzlaştırma yapılmasının gerekip gerekmediğinin ve bu bağlamda mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/790 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının hukuki niteliği: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez 15.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23. maddesi ile çocuklar hakkında, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5-14. fıkralar ile de büyükler için kabul edilmiş, aynı Kanunun 40. maddesiyle 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle denetim süresindeki farklılık hariç olmak kaydıyla, çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı koşullara tâbi kılınmıştır.
    Yetişkin sanıklar yönünden başlangıçta şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanunla 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklik ile, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.




    ./..
    .3.



    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik itirazda merciin görevi: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    Uzlaştırmaya ilişkin düzenleme:
    02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
    Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz"şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
    İncelenen dosyada;
    Suç tarihi itibariyle sabıkasız olan sanığın, 16.06.2016 tarihinde katılanlar Kübra Tepeçalı ve Hakan Mercanoğlu"na karşı işlediği iddia olunan kamu görevlisine hakaret ve sair tehdit suçlarından dolayı, TCK"nın 125/3-a ve 106/1-2. cümle maddeleri uyarınca iki kez cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde 05.04.2017 tarihinde kamu görevlisine hakaret suçlarından ve katılan Kübra Tepeçalı"ya yönelik sair tehdit suçundan beraatine, katılan Hakan Mercanoğlu"na yönelik sair tehdit suçundan ise TCK"nın 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, gerekçeli kararın katılan Hakan Mercanoğlu vekiline 10.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği,
    Katılan Hakan Mercanoğlu vekili tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara süresinde itiraz edildiği, Kübra Tepeçalı"nın beraat kararlarına yönelik istinaf talebinin bulunmadığı, katılan Hakan Mercanoğlu vekilinin 06.06.2017 tarihli istinaf talebinin ise süresinde olmadığından Yerel Mahkeme tarafından reddine karar verildiği, ret kararının katılan vekiline tebliğ edildiği ve bu karara yönelik istinaf talebinde bulunulmadığı,
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik itiraz üzerine, mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/790 Değişik İş sayılı kararıyla "Mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede sanığın müşteki Kübra’ya kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve sair tehdit, müşteki Hakan’a kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve sair tehdit suçlarını işlediğinin iddia olunması, suç tarihi olan 16/06/2016 tarihinde yürürlükte bulunan CMK.nun 253. maddesinin kapsamı ve TCK.nun 125/1-3.a maddesinde düzenlenen suçun şikayete bağlı olmaması nedeniyle suçların uzlaştırmaya tabi olmadığı, Ancak hüküm tarihinden önce 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayamlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile CMK.nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 3. bent ile TCK.nun 106. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, CMK.nun 253.maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” düzenlemesi bulunmaktaysa da; Mahkemece uzlaştırma kapsamına girmeyen hakaret suçlarının işlediği sabit görülmediğinden CMK.nun 223/2.e maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilerek, sanık hakkında sadece katılan Hakan’a karşı tehdit suçundan hüküm kurulduğu, beraat kararlarının da kesinleştiği, bu şekilde hüküm tarihinden önce uzlaştırma kapsamına alınan tehdit suçundan CMK.nun 253/3. maddesi gereği uzlaştırma işlemi yapılmasına engel olan hakaret suçunun kalmadığı, CMK.nun 254/1-2. maddesi gereği mahkemece uzlaştırma işlemi yaptırılmasının yasal zorunluluk olduğu" biçimindeki gerekçeyle itirazın kabulüne karar verildiği, bu kararın kesin nitelikte olduğu,
    Anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığa isnat edilen suçların, CMK"nın 253/3. maddesi kapsamında birlikte işlendiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun, hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması halinde, sübutunda sorun olmayan ve müstakilen uzlaştırma kapsamında olan suçla ilgili nasıl bir yol izleneceğidir.
    Bu bağlamda, her iki suçtan yargılama devam ederken hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda, uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından beraat kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir.
    Bu sorunun CMKnın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma konusuyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Anılan madde "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.
    Bu düzenlemeye kıyasen, uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir.
    Çözülmesi gereken bir diğer husus da "suçun işlenmiş olması" halinden ne anlaşılması gerektiğinin belirlenmesidir.
    Anayasanın 38/4. maddesinde, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı belirtilmiştir. Yine AİHS"in 6. maddesinin ikinci fıkrasında "bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır" denilmiştir. Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın isnat edilen suçu işlediğine hükmedilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi durumunda, suçun işlendiğinden bahsedilebilecektir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    TCK"nın 125. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçu müstakilen uzlaştırmaya tabi değildir. Yine sanığa isnat edilen anılan Yasanın 106. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçu müstakilen uzlaştırmaya tabidir ancak, somut olayda kamu görevlisine hakaret suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle CMK"nın 253/3. maddesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kalmıştır. Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK"nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK"nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir. Bu nedenlerle itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/06/2017 tarihli ve 2017/790 Değişik İş sayılı kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, 15/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi