Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2021/5137
Karar No: 2021/4041
Karar Tarihi: 22.09.2021

Danıştay 8. Daire 2021/5137 Esas 2021/4041 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/5137
Karar No : 2021/4041



TEMYİZ EDEN (DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER) : 1- ... İnş. Mad. San. ve Tic. A.Ş.
2- ... İnş. Taah. Mad. San. ve Tic. A.Ş.
3- ... İnş. Mad. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Mobilya İnş. Turizm Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...

DAVALI : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

DAVALI YANINDA DİĞER MÜDAHİLLER : 1- Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

2- ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

3- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait Mersin İli, Akdeniz İlçesi, ... Mahallesi, ... Bulvarı üzerinde bulunan fabrikada davalı idare tarafından yol yapım çalışmalarında gerekli dikkat, özen ve önlemlerin alınmadığından bahisle; 28/12/2016 tarihinde yağan yağmur nedeniyle su baskını meydana geldiği ve bu nedenle uğranıldığı ileri sürülen 347.271,048 TL maddi zararının olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle birlikte tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava konusu işyerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu belirlenen 315.006,85-TL maddi zararın bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranları doğrultusunda %50'lik kısmı olan 157.503,42-TL ile söz konusu işyerinin meydana gelen zarar nedeniyle kullanılmamasına rağmen kira bedelinin ödendiği dolayısıyla zararın giderilmesine ilişkin süreçte(35 günde) ödenen 13.766,60-TL kira bedelinin bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranları doğrultusunda %50'lik kısmı olan 6.883,30 TL'nin ve yine davacı tarafın ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde yaptırdığı keşif ve bilirkişi incelemesi için harcadığı giderlerin karşılığı olarak ödediği 2.255,00-TL yargılama giderinin anılan bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranları doğrultusunda %50'lik kısmı olan 1.127,50 TL'nin meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, dolayısıyla toplam olarak 165.514,22 TL tutarın davalı idareye başvurunun yapıldığı 08/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı idarece davacıya ödenmesi gerekmekle birlikte; davacı vekilinin dava dilekçesinde 35 günlük süre içerisinde fabrikada çalışan işçilerin fabrikanın eski haline gelmesi için çalıştıkları, bu nedenle işçilere ödenen SGK primleri ile ücretlerin de davalı idare tarafından ödenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; adli yargı yerinde yaptırılan ve bakılan davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan tutar içerisinde eski hale gelmesi için yapılan masrafların da dikkate alındığından dolayı davacının, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle 165.514,22 TL maddi tazminatın, idareye başvurunun yapıldığı 08/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, 181.756,82 TL maddi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davalı idare yanında davaya katılan müdahilllerin, mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkin istinaf başvurusunda bulunduğu; söz konusu kararın kaldırılmasına yönelik olarak davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün istinaf isteminde bulunulmaması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca müdahillerin "tek başına" bu yönde bir talepte bulunmasına hukuken olanak bulunmadığından, müdahillerin istinaf isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı yanında davaya müdahil olanlar tarafından, müdahil asıl tarafın yardımcısı olduğu için asıl tarafın kanun yoluna başvurmaktan feragat gibi bir işlemi olmadığı sürece asıl tarafın da yararına olan ve iradesine aykırı olmayan işlemi tek başına kanun yoluna başvurabileceği, müdahilin tek başına kanun yoluna başvurma imkanından yoksun bırakılmasının; idari yargıyı adileştireceği, genelliği ve özgünlüğü ilkeleriyle bağdaşmaycağı, dolayısıyla hukuk devleti ilkesine ters düşeceği, idarenin kendisini yargı organları önünde yeterince savunamadığına, kanun yollarına başvuruların sıklıkla süreden reddedildiğine ilişkin durumun bunu desteklediği,sonuç olarak asıl tarafın kanun yoluna başvurmamasının fer'i müdahilin başvurusunu engellemeyeceği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Kişisel menfaati davanın sonucundan etkilenecek olması nedeniyle davaya müdahalesi kabul edilen kişi veya kişilerin yanında yer aldığı taraf istinaf veya temyiz isteminde bulunmasa bile, yanında yer aldığı tarafın açıkça davadan feragat etmediği sürece, aleyhine sonuç doğurmayacak şekilde, dava sonunda verilen kararın istinaf ve temyiz yoluyla incelenmesini tek başına isteyebileceğinin kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle temyiz edilen istinaf kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/09/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.




KARŞI OY :

(X)- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin üçüncü kişilerin davaya katılmaları konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 68. maddesinde, davaya katılanın, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği kuralı bulunmaktadır.
Davaya müdahale, görülmekte olan davada, hakkı davanın sonucuna bağlı olan kişinin kendi hukuki yararını korumak için, davanın tarafı olmadan, davayı kazanmasında yararı bulunan tarafın yanında ve ona yardımcı olarak davaya müdahalesine imkan veren bir hukuki kurumdur. Dolayısıyla, kişisel menfaati davanın sonucundan etkilenecek olması nedeniyle davaya müdahalesi kabul edilen kişinin, yanında yer aldığı taraf istinaf veya temyiz isteminde bulunmasa bile, yanında yer aldığı tarafın aleyhine sonuç doğurmayacak şekilde, dava sonunda verilen kararın istinaf ve temyiz yoluyla incelenmesini tek başına isteyebileceğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Aksi durum, Anayasa'nın "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "Adil Yargılanma" başlıklı 6. maddesine aykırı olacaği gibi, idari yargılama usul hukuku yönünden, davaya müdahalenin etkin işletilememesinin hukuka uygunluğunun incelenmesi ve tesis edilmesi amacı ile bağdaşmıyor olacaktır.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Menemen Minibüsçüler Odası/Türkiye kararında, yargıya erişim hakkı veya diğer bir deyimle hukuk davası açma hakkının, AİHS'nin 6. maddesinin "yargılanma hakkı" ile ilgili birinci fıkrasının yalnızca bir yönünü oluşturduğu, erişim hakkının etkin olabilmesi için, haklarına müdahale edilen bir kimsenin açık ve kesin bir şekilde bu işleme itiraz edebilmesi ve mahkemece tartışılabilmesi ve incelenmesi gerektiği, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin mahkemeye erişim hakkını doğrudan etkilediğine işaret etmiştir.
Bu durumda, davalı yanında davaya katılanların tek başına istinaf isteminde bulunabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı yanında davaya katılanların istinaf isteminin incelenmeksizin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi