10. Hukuk Dairesi 2014/5166 E. , 2014/6449 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu belirtilerek, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Dr. ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1)Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddine,
2) Davalı ... yönünden, Tedavi giderleri kapsamındaki Kurum talebine ilişkin davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 59 ve Geçici 1. maddeleri hükmü uyarınca ortadan kalkması nedeniyle, tedavi giderleri yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi ve tedavi giderleri yönünden davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3) Davalılar ... mirasçıları yönünden;
Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 Esas 2013/339 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesinde, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleteni ve sürücülerin yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanlar bu haktan yararlanamazlar. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım için sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.
Mahkemece, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin bulunmaması nedeniyle, muris ... mirasçılarının sorumlu olduklarının gözetilmemesi isabetsizdir.
Diğer taraftan, anılan mirasçılar ilk hükmü temyiz etmemişlerdir. Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 Esas, 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Anılan mirasçıların, geçerli bir poliçenin bulunmaması yanısıra ilk hükmü temyiz etmemiş olmaları nedeniyle de, tedavi giderleri yönünden sorumlu bulunduklarının gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1-Hükmün 1. paragrafında yer alan "reddine" ibaresinin silinerek yerine "konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına" ibarelerinin yazılmasına,
2-Hükmün 5. paragrafında yer alan tedavi giderine ilişkin olarak, "reddine" sözcüğününün silinerek "davalı ... yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Nilüfer ... (....."e Velayeten, kendisine Asaleten ) ve ... (...) yönünden kabulüne" sözcüklerinin yazılmasına,
3-Hükmün davacı Kurum lehine vekalet ücretine ilişkin 8. paragrafına "Tedavi gideri yönünden davacı Kurum lehine takdir olunacak 841,88 TL vekalet ücretinin Nilüfer ... (..."e Velayeten, kendisine Asaleten ) ve ... (...)"den alınarak davacı Kurum"a verilmesine" sözcüklerinin yazılmasına,
4-Davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücreti takdirine ilişkin hükmün 9. paragrafının silinerek hükümden çıkarılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.