
Esas No: 2018/907
Karar No: 2020/856
Karar Tarihi: 03.12.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/907 Esas 2020/856 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/907
KARAR NO : 2020/856
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirket nezdinde ... numaralı Konut Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunan ... Yapı Endüstrisi ve Tic. A.Ş.’ne ait (VKN:...) ve ikamet edeni ... ve ... olan, ... Mah. ... Sokak, Villa No:... D:... .... adresli konutta, 22.09.2017 tarihinde gerçekleşen hırsızlık hadisesi neticesinde evde bulunan kıymetli eşyaların çalınması sebebiyle sigorta poliçesi kapsamında hasar meydana geldiğini, İlgili adreste yapılan incelemeler, olay yeri inceleme raporundaki tespitler, temin edilen fotoğraf ve tutanaklara istinaden hırsızların konuta girerek konutta bulunan 55-60 kg ağırlığındaki kasayı aldıkları ve konutun dışına çıkarılan kasayı kırmak suretiyle açarak içindeki ziynet eşyalarını çaldıklarını, İşbu hırsızlık hadisesi neticesinde çalınan ziynet eşyalarının bedellerinin Müvekkili Sigorta Şirketi tarafından 06.10.2017 tarihinde 50.000 ABD Doları ve 30.10.2017 tarihinde 50.568 ABD Doları olmak üzere Sigortalıya ödendiğini ve Müvekkili Sigortacı Şirket sigortalısının rucu haklarına halef olmuş ve temellük ettiğini, bu ödemeyi takiben, Müvekkili Sigorta Şirketinin T.T.K. 1472 ve 1361 maddeleri uyarınca Sigortalının haklarına halef olduğu, fazlayı talep etmek haklar saklı kalmak kaydı ile ödenmiş bulunan 100.568,00 USD tazminat tutarının ödenmesi veya ödeneceğinin teyid edilmesi, aksi halde Müvekkil Sigorta Şirketi tarafından yasal yollara başvurulacağının Davalı tarafa ihtar ve ihbar edilmiş olmasına rağmen bir sonuç alınamadığını, yapılan incelemelerde, hırsızlık hadisesinin gerçekleşmiş olduğu konut ve bulunduğu sitenin güvenliğinin Davalı, ... Güvenlik Hizmetleri AŞ tarafından sağlanmakta olduğunu, davalı Şirketin işbu koruma ve gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünden hareketle, güvenlikten sorumlu olan Davalı Şirkete 10.08.2018 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafın ihtarnameye itiraz ettiğini, davalı Güvenlik Şirketinin ihmal ve ağır kusur nedeniyle gerçekleşen hırsızlık hadisesinde sorumluluğunun bulunduğunun kabulü ve Müvekkili Sigorta Şirketi tarafından ödenmiş olan tazminat bedelinin Davalıya yükletilmesi hakaniyete ve sorumluluk hukukuna uygun düşeceğini beyan ederek davalı Güvenlik Şirketinin sorumluluğunun tespiti ile Müvekkil Sigorta Şirketi tarafından ödenmiş bulunan 100.568,00 ABD Doları sigorta hasar tazminat bedelinin halefiyet ve temlik hakkına binaen ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek en yüksek Bankaların 1 yıllık vadeli döviz tevdiat hesabına uygulanan faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme tarihinde ki T.C.M.B. Efektif satış kurundan TL karşılığının Bankalar arası en yüksek ticari faizi ile birlikte Davalıdan tahsiline ve taraflarına ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkil ile sigorta ettiren arasında akdedilen "Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi" sigorta ettiren tarafından konut olarak kullanılan taşınmazın güvenliğinin sağlanması amacıyla akdedilmiş olduğunu, sigorta ettiren ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin bir tüketici işlemi olduğunu ve sigorta ettirenin tüketici konumunda olduğunu, ikame edilen işbu davanın sigorta poliçesinden kaynaklanmadığını, dolayısla sigorta ettirenin tüketici olduğu işbu somut olayda, davanın tüketici mahkemelerinde ikame edilmesi gerektiğini, ayrıca davacı sigorta şirketinin talebinin zamanaşımına uğradığını, öncelikle işbu davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli olarak ikame edilen işbu davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının sigortalısı olan ... Yapı Endüstrisi ve Tic. A.Ş.'ye ait konutta meydana gelen hırsızlık sonucunda davacının sigortalısına ödediği sigorta hasar tazminat bedelinin davalıdan tahsili talebinden ibarettir.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
Asliye Ticaret Mahkemesinin görevini düzenleyen 6102 sayılı TTK'nun 4. ve 5.maddeleri uyarınca özel yasalarda Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğuna ilişkin belirlemeler dışında bir ihtilafın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevinde olabilmesi için o ihtilafın ya Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen bir husustan kaynaklanması ya da her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan deliller, incelenen sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ile dava dışı sigorta ettiren tarafından konut olarak kullanılan taşınmazın güvenliğinin sağlanması amacıyla akdedilmiş bir sözleşme olduğu, sigorta ettirenin tüketici konumunda olduğu anlaşılmakla tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekeceği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.( Yargıtay 17. HD. 2016/16399 Esas 2019/6817 Karar sayılı onamı ilamı )
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi'ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK'nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK' nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK'nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2020
Başkan ...
¸(e-imzalıdır)
Üye ...
¸(e-imzalıdır)
Üye ...
¸(e-imzalıdır)
Katip ...
¸(e-imzalıdır)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.