
Esas No: 2016/8139
Karar No: 2021/4051
Karar Tarihi: 14.09.2021
Danıştay 10. Daire 2016/8139 Esas 2021/4051 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/8139
Karar No : 2021/4051
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : 20/01/2013 tarihinde Açıköğretim Lisesi 1. dönem sınavına girmek üzere Diyarbakır ili, … ilçesinde, … İlköğretim Okulu'na giden davacının, anılan okulda sınava cep telefonu ile girmeye çalışan bir şahıs ile görevli polis memuru arasında çıkan arbede sırasında polis memurunun silahından çıkan kurşunun sekerek bacağına isabet etmesi sonucu engelli kaldığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla uğradığı zararların karşılığı olarak 1.000,00 TL (miktar arttırımı sonrasında 33.524,00 TL) maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi itibariyle işletilecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü kısmen reddi ile hükmedilen tazminatların davalı idareye başvuru tarihi olan 29/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kabule ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayda idarelerinin kusuru olmadığı, davacının maluliyet durumu ile ilgili olarak Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, hükmedilen tazminat rakamlarının fazla olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne, kısmen reddine, hükmedilen maddi tazminat tutarının dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL'lik kısmı ile manevi tazminata idareye başvurma tarihi olan 29/07/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, hükmedilen maddi tazminatın miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısmına yürütülecek faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." cümlesi eklenmiştir.
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almaktadır. Anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı Kanunda, tam yargı davalarında, dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, davanın kabul edilmesi halinde artırılan tazminat miktarı yönünden faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hükmedilmelidir.
Bakılan davada, davacı tarafından, bilirkişi raporu uyarınca, 13/02/2016 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile maddi tazminat miktarı 33.524,00 TL tutarına artırılmış, bu dilekçe davalı idareye 23/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla artırılan tazminat miktarı bakımından, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan 23/02/2016 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, Mahkeme kararının, hüküm fıkrasında yer alan "1-) Maddi tazminat isteminin KABULÜ ile 33.524,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 29/07/2013 tarihi itibariyle işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine," ibaresinin "1-) Maddi tazminat isteminin KABULÜ ile 33.524,00 TL maddi tazminatın dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat miktarı yönünden 29/07/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 23/02/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kabule ilişkin bölümünün hüküm fıkrasında yer alan "1-) Maddi tazminat isteminin KABULÜ ile … TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 29/07/2013 tarihi itibariyle işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine," ibaresinin "1-) Maddi tazminat isteminin KABULÜ ile … TL maddi tazminatın dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat miktarı yönünden 29/07/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 23/02/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında davacı lehine hükmedilen maddi tazminat tutarına işletilecek faizin başlangıç tarihi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, hukuka aykırılık teşkil ettiğinden; İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.