14. Hukuk Dairesi 2018/4581 E. , 2021/3169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.02.2018 günlü hüküm ile 30.07.2018 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01.04.2013 tarihli, 2013/3281 Esas - 2013/5742 Karar sayılı bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 02.05.2017 tarihli, 2016/10469 Esas - 2017/3534 Karar sayılı ilamıyla “...Somut olayda; davacı 765 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim mümkün olmaması durumunda satış yoluyla giderilmesi isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01.04.2013 tarih, 2013/3281 Esas - 5742 Karar sayılı ilamıyla "".... taşınmazın bölünmesi sonucu önemli ölçüde bir değer kaybına uğrayıp uğramayacağının değerlendirilmesi, yola terk edilen kısımla ilgili davalı paydaşın da muvafakatinin alınması, aynen taksim talebinin buna göre değerlendirilmesi..."" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen bozma gerekleri tamamen yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davalının ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini kabul etmediği ve yola terk edilen kısma muvafakatının bulunmadığı göz önüne alınarak ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, gerekçeli kararda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği ancak veraset ilamındaki paylar oranında mirasçılara taksimine sehven karar verilmediği gerekçesiyle 06.03.2018 tarihli ek kararla bu husus hüküm fıkrasına mahkemece eklenmiştir. Verilen kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 12.04.2018 tarihinde mahkeme kararı kesinleştirilmiş, dosya satış memurluğuna gönderilmiştir.
Davacı vekili, 11.07.2018 tarihinde tavzih talep etmiş, mahkemece 30.07.2018 tarihli ek kararla 06.03.2018 tarihli ek kararın sehven yazıldığı ve kaldırılması gerektiği gerekçesiyle anılan ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, 15.02.2018 tarihli asıl karar ile 06.03.2018 tarihli ve 30.07.2018 tarihli ek kararları temyiz etmiştir.
1)Mahkemenin 15.02.2018 tarihli asıl kararı ile 06.03.2018 tarihli ek kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
HUMK"nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2)30.07.2018 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; yapılan yargılamaya, dosya içeriğine ve temyiz olunan ek kararda yazılı gerekçelere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun 30.07.2018 tarihli ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE; (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan 30.07.2018 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.