20. Hukuk Dairesi 2019/5125 E. , 2019/6992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar 03.02.2015 tarihli dilekçeleri ile sınırlarını bildirdikleri yaklaşık 6250 m2 yüzölçümündeki tapusuz taşınmazın murislerinden kendilerine intikal ettiğini ve eklemeli zilyetlik yoluyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu belirterek belirlenecek yerin adlarına tapuya kayıt ve tescil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 6223,35 m2"lik yerin tarla vasfı ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1973 yılında 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro çalışması ve aynı kanuna göre 1991 yılında yapılan 2/B çalışması ile 1965 yılında yapılan tapulama çalışması vardır.
Yörede ayrıca karar tarihinden sonra yapılıp 19.07.2018 ila 02.08.2018 tarihleri arasında ilan edilen 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastro çalışması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1973 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırı dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; yörede 1973 yılında kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanakları getirtilmediğinden, taşınmazın bir kısmının orman sınırları dışında kaldığını açıklayan uzman bilirkişi raporu denetlenemediği gibi; dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde araştırma yapılmadan karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava
tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece bir fen bir ziraat ve bir orman bilirkişisinin katılımıyla yeniden yapılacak keşifte, öncelikle kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanakları getirtilmeli, orman kadastro haritası ile kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce (1995-2000 yılları) çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli yerel bilirkişilerden zilyetliğin başlangıcına sürdürülüş şekline ve süresine bilgileri ve görgüleri alınmalı, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmelidir. Ayrıca karar tarihinden sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesi gereğince yenileme kadastro çalışması yapılmıştır. Mahkemece bu çalışmaya dair tüm tutanaklar getirtilerek yeniden belirlenen yüzölçümü çerçevesinde gerekli araştırma yapılarak, toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 27/11/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.