4. Hukuk Dairesi 2019/2703 E. , 2019/5366 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ...4. Asiye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/01/2016 gününde verilen dilekçe ile davalı Oda"nın yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/02/2018 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1. fıkra (b-1) maddesi gereğince esastan reddine dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 23/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı Bakanlık vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca davalı Oda’nın yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı Odanın 15. Dönem Yönetim Kurulu üyelerinin 13/01/2016 tarihinde e-posta ile üyelerine ilettiği ...Tabip Odası ve SES Sendikası imzalı basın açıklamasında Devletin karalandığını, üyelerin hukuksuz eylemlere azmettirildiğini, 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca yönetim kurulunun amaçları dışında faaliyet gösterdiğini belirterek, davalı Odanın Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Oda vekili, 11/01/2016 tarihli metin altında müvekkili Odanın imzası bulunmadığını, sadece ...Tabip Odası ve SES ...şubesinin kamuoyuna duyurduğu bir eylemin üyelere e-posta yoluyla duyurulduğunu, 3224 sayılı Kanununun 35. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, 10/04/2016 tarihinde yapılan Oda olağan genel kurul toplantısında yapılan seçimle yönetim kurulu üyelerinin çoğunun değiştiği, uyuşmazlığın konusunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine, uyuşmazlığın esası ile ilgili değerlendirme yapılmadığından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ...29. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/54 esas sayılı dosyasında yargılanan davalı Oda yöneticilerinin kasıt yokluğu nedeniyle beraatlerine karar verildiği, 29/04/2018 tarihinde yapılan seçimle 17. dönem yönetim kurulu üyelerinin seçildiği, davaya konu 15. dönem yönetim kurulu üyelerinin hiçbirinin iki genel kurul sonrası yönetim kurulu üyeliğine seçilmedikleri, davaya konu açıklamanın ...Tabip Odası ve ...SES şubesi imzalı olduğu, davalı Oda tarafından kaleme alınmayan davaya konu bildirinin sadece üyelere iletildiği, üyelere e-posta ile gönderme tarihinin bildiride belirtilen toplantı tarihinden sonra olduğu, davalı Oda tarafından yapılan bir basın açıklaması bulunduğunun ispatlanamadığı, ayrıca davalı Odanın dava konusu e-posta tarihindeki yönetim kurulu üyelerinin yapılan seçimlerle değiştiği, davanın konusunun da bulunmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2 maddesi gereğince; kural olarak yargılama giderleri, davadaki haklılık oranına göre haksız çıkan tarafa yüklenir. Ancak Kanun"un 331/1. maddesinde "...Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder…" biçiminde düzenleme bulunmaktadır. Yasada düzenlenen bu madde doğrultusunda davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacaktır.
Dosya kapsamından; davaya konu basın açıklamasının davalı meslek odası üyelerine e-postayla iletildiği tarihte görevde olan 15. dönem yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesi istemiyle açılan davada, kanun gereği iki yılda bir yapılan ve yargılama sırasında 10/04/2016 ve 29/04/2018 tarihlerinde gerçekleştirilen Oda seçimleriyle yönetim kurulu üyeleri değişmiş ve dava konusuz kalmıştır. Bu husus ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesinin kabulünde olmakla birlikte, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dava tarihindeki durum nazara alınarak, “dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesisi gerekirken, “davanın reddine” şeklinde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Şu halde mahkemece, “dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmalı ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücreti de dava tarihindeki haklılık durumuna göre hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin davacının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 18/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.