Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1764
Karar No: 2019/5367
Karar Tarihi: 18.11.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/1764 Esas 2019/5367 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2019/1764 E.  ,  2019/5367 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ: ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/11/2016 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2018 günlü karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1. fıkra (b-1) maddesi gereğince esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesince verilen 14/02/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Bakanlık vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince;
    Davacı vekili, müvekkilinin 06/02/2010 tarihinde davalı Bakanlığa ait ambulansta hasta olarak hastaneye götürüldüğü sırada, ambulansın kusuru ile karıştığı trafik kazasında emniyet kemeri takılı olmayan sedyenin katlanıp ters dönmesi sonucu beli ve omuriliğinin kırılarak % 100 oranında malûl kaldığını, davalı Bakanlığın istihdam ettiği ambulans şoförü ve ambulansta görevli hemşirelerin hatalarından dolayı ömür boyu yatağa bağımlı hale geldiğini, davada taşıma sözleşmesi, istihdam edenin sorumluluğu, araç işletenin sorumluluğu ve teselsül hükümlerine dayandıklarını belirterek, manevi tazminatın davacının sakat kalmasına sebep olan ambulansın işleteni olan davalı Bakanlıktan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı Bakanlık vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince; davacının ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/181 esas sayılı maddi tazminat dosyasında alınan maluliyet raporuna göre beden çalışma gücünü % 100 oranında kaybettiği, bu durumun kalıcı beden hasarı niteliğinde
    olduğu, ambulansta yolcu olarak bulunan davacının kusursuz olduğu, maddi tazminat dosyasında verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ceza davasında alınan kusur raporuna göre kazaya karışan kamyonet sürücüsü Berat Babalı’nın asli, ambulans sürücüsü ...’un tali kusurlu bulunduğu belirtilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur oranı, olayın ağırlığı nazara alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükme karşı davalı Bakanlık vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı Bakanlık vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Ceza davasında hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu ... Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 24/06/2011 tarihli kusur raporunda, dava dışı kamyonet sürücüsü Berat Babalı’nın asli ve Bakanlığın işleteni olduğu ambulansın sürücüsü ...’un tali kusurlu bulunduğu, davacının ikame ettiği maddi tazminat davasında hükme esas alınan ve aynı Kurumdan alınan kusur raporunda ise, dava dışı kamyonet sürücüsünün % 25 ve ambulans sürücüsü ...’un % 75 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın kaldırılarak, daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi