4. Hukuk Dairesi 2017/329 E. , 2019/5405 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı İçişleri Bakanlığına izafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili Avukat Ergin Taşkın tarafından, davalı ... aleyhine 12/01/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 26/05/2016 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle daha önceden belirlenen 19/11/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat... ile karşı taraftan davacı hazine vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının Şırnak Bağlıca 3. Jandarma Sınır Komutanlığına bağlı 2.Bölük Delikavak rütbeli gazinosunda er olarak görevli olduğunu, dava dışı astsubay kıdemli başçavuş Osman Pirhan"ın rütbeli gazinosunda yemek yerken yemek servisi yapan davalıdan su istediğini, davalının suların kesik olması üzerine oradaki bidonlardan birisinin içerisine tankerden su doldurduğunu, bidonun içerisinde zehirli ve yakıcı madde olduğunu, dava dışı rütbeli askerin suyu içtiğini, yemek borusu ve midesinin yaralandığını ve Türk silahlı kuvvetlerinde askerlik yapamaz raporu verildiğini, davalı hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde taksirle yaralamadan dolayı adli para cezası verildiğini ve hükmün açıklanmasının geriye bırakıldığını, dava dışı Osman Pirhan tarafından, davacı idare aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığını, yargılama sonucunda davacı idarenin tazminat ödemesine karar verildiğini, tazminatın icra dosyasına ödendiğini belirterek oluşan zararın davalıdan rücuen tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının kusurlu olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, askerlik hizmeti sırasında verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın, rücuen tazmini istemine ilişkindir. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı davalıya ödenen tazminat miktarını ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir.
Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. BK’nun 50. maddesi, hakimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Davalı, Anayasa’nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik görevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve bu hizmetin anayasal bir görev niteliğinde olması nedeniyle, tazminatın tamamından sorumlu tutulması, hakkaniyet öğesinin kapsam belirlemede dikkate alınmamış olunması sonucunu doğurur.
Somut olayın gelişimi incelendiğinde, davacının da bir miktar kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle askerlik hizmetlerinden anlayan ve konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak tarafların olaydaki kusur oranlarının ve kusur oranına tekabül eden tazminat miktarının belirlenmesi; akabinde belirlenen bu miktardan hakkaniyet ilkesi gereği indirim yapılması; gerekirken açıklanan yönler gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.