4. Hukuk Dairesi 2018/1493 E. , 2019/5410 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 18/04/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 28/04/2016 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/11/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraf davalılardan ... vekili Avukat Sevim Ballı ve davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Davacının davalı ... Belediyesi Başkanlığına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kusur yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin traktörle gündüz vakti seyir halindeyken davalı ... ’nin açtırdığı çukura düşerek vefat ettiğini, diğer davalı ... tarafından da gerekli önlemlerin alınmadığını, davalıların kusurlu olduklarını belirterek uğradıkları maddi ve manevi zararların giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişi raporları benimsenerek davanın kusur yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı ... Belediyesi bir kamu tüzel kişiliği olup kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Dava konusu olayda, davalı Belediyeye husumet yöneltilerek, yasa ile verilmiş kamu görevini yerine getirmediği ve gerekli önlemleri almadığı ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalılardan Mamak Belediyesi yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacının davalı ... Çelebi’ye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
6098 sayılı TBK"nin 49. maddesine (818 sayılı BK’nin 41. maddesi) göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bir başka anlatımla, haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet (nedensellik) bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse, fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir.
Dosya incelendiğinde; davacıların murisinin traktörle gündüz vakti seyir halindeyken, davalının açtırdığı 20 metrelik inşaat çukuruna düşerek vefat ettiği, diğer davalı belediyenin de gerekli önlemleri almadığı için kazanın meydana geldiğinin iddia edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında meydana gelen kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığı ve davalıların kusursuz olduklarının belirtildiği, kazadan sonra davalı ... tarafından gerekli levhaların konularak önlemlerin alındığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olmakla birlikte; davacıların murisinin traktörle gündüz vakti seyir halindeyken, davalının açtırdığı 20 metrelik inşaat çukuruna düşerek vefat ettiği olayın gelişimine göre kaza ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı vardır. Şöyle ki; davalı ... Çelebi’nin akaryakıt istasyonu yaptırmak için açtırdığı çukurun etrafında yeterli önlemleri aldırmaması ve ölüm ile biten olaya çukurun katkısı dikkate alındığında davalının kusurlu davranışlarının zararlı sonucu doğurduğu ortaya çıkmaktadır.
Şu halde; dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii ile kusur oranlarının belirlenmesine ilişkin ayrıntılı, açık, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınıp dosyadaki tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Belediyesi Başkanlığı"na yönelik kısmı yönünden ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Çelebi"ye yönelik kısım yönünden BOZULMASINA ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.