
Esas No: 2021/1710
Karar No: 2021/1422
Karar Tarihi: 07.07.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1710 Esas 2021/1422 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1710
Karar No : 2021/1422
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1-...
2-...
3-...
4-...
5-...
6-...
7-...
8-...
9-...
10-...
11-...
12-...
13-...
14-...
15-...
16-...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF : I- (DAVALILAR)
1- ...
2-... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL)
... Elektrik Üretim ve İnşaat AŞ.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 18/03/2021 tarih ve E:2020/5352, K:2021/4149 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Trabzon ili, Araklı ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ..., ... parsel ve v ada, ... parsel sayılı taşınmazların “Ayvadere Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali”nin yapımı amacıyla tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/11/2018 tarih ve 30590 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/11/2018 tarih ve 321 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 18/03/2021 tarih ve E:2020/5352, K:2021/4149 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
2942 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirildiği;
Dava konusu işlem ile enerji üretiminde kamu yararı görülmüş ve en kısa sürede enerji üretimine geçilmesinin acelelik hali oluşturması sebebiyle davaya konu taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildiği;
Öte yandan, Ülkemizin enerji açığı değerlendirildiğinde, dava konusu olayda olduğu gibi Devlet adına lisans verilmek suretiyle yapılan enerji yatırımlarında kamulaştırma ile ilgili diğer hususların yerine getirilmiş olması koşuluyla acelelik halinin bulunduğunun tartışmasız olduğu;
Bu durumda; davaya konu regülatör ve hidroelektrik santralinin kurulması ve en kısa sürede elektrik üretiminin sağlanması amacıyla yapılacak kamulaştırmada acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, enerji yatırımının bir an önce yapılabilmesi maksadıyla taşınmazlara el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı'nda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca ancak olağanüstü koşulların varlığı halinde istisnai olarak acele kamulaştırma yoluna başvurulabileceği, dava konusu işlemin tesisinde ise anılan istisnai şartların gerçekleşmediği, kamu yararının bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuş, davalılar yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu olayda, davacılar vekili tarafından bir kısım davacılar yönünden idari dava açabilmesine olanak veren bir vekaletname olmadan ve dava tarihinde ölü olan bir kişi adına davanın açıldığı anlaşıldığından, Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde, "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır...." kuralı ile,
Anılan hükmün, tarafların vekilleri konusunda yollamada bulunduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Vekâletnamesiz dava açılması ve işlem yapılması" başlıklı 77. maddesinin 1. fıkrasında, "Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır." hükmü;
6100 sayılı Kanun'un "Taraf ehliyeti" başlıklı 50. maddesinde ise "Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan hükümler uyarınca, kural olarak avukatların vekaletnamesiz dava açabilmeleri mümkün değildir. Kuralın istisnası ise, gecikmesinde zarar doğabilecek hallerde, mahkemenin izni ile verilecek kesin süre içerisinde vekaletnamenin ibrazı halinde dava açılabilmesi halidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar vekili olarak gösterilen Av. ... tarafından davanın açıldığı tarihte, davacılardan sadece ...'e ait vekaletnamenin dosyaya ibraz edildiği, sonrasında ise davacılardan, ... , ..., ..., ..., ..., ... ve ...'e ait vekaletnamelerin dosyasına sunulduğu; ancak anılan avukatın, diğer davacılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in vekili olduğuna dair vekaletnamelerin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacı olarak gösterilen ...'in davanın açılmasından çok önceki bir tarih olan 13/11/2015 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu olayda, davacılar vekili tarafından, bir kısım davacılar yönünden idari dava açabilmesine olanak veren bir vekaletname olmadan ve dava tarihinde ölü olan bir kişi adına davanın açıldığı hususları dikkate alındığında, Dairece bu hususlar çözüme kavuşturulmadan işin esası hakkında karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 18/03/2021 tarih ve E:2020/5352, K:2021/4149 sayılı kararının BOZULMASINA,
2.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
3.Kesin olarak, 07/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.