Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/791
Karar No: 2021/3887
Karar Tarihi: 07.07.2021

Danıştay 10. Daire 2021/791 Esas 2021/3887 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/791
Karar No : 2021/3887

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …'e velayeten …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Karaman ili, Ermenek ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve … Linyit Kömür İşletmeleri Ltd. Şti. uhdesinde bulunan Sicil:… sayılı maden ocağında 28/10/2014 tarihinde meydana gelen kazada davacı …'in eşi, …'in babası, …'in oğlu, …, …, … ve …'in kardeşi olan …'in hayatını kaybetmesinde davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle davacılardan eşi … için 1.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi, oğlu … için 1.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi, babası … için 1.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi, kardeşleri … için 100.000,00 TL, … için 100.000,00 TL, … için 100.000,00 TL ve … için 100.000,00 TL manevi olmak üzere açılan davada miktar arttırım dilekçeleri sonrasında eşi … için 22.141,43 TL, oğlu … için 5.659,34 TL ve babası …için 3.401,15 TL olmak üzere toplam 31.201,92 TL maddi ve 1.650.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 28/10/2014 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasına sunulan ve Mahkemelerince de hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan 27/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; meydana gelen kazada kusur oranları bakımından rödovansçı işveren … Madencilik Enerji Nak. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin %60, ruhsat sahibi … Linyit Kömür İşletmeleri Ltd. Şti'nin %35, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MİGEM) %5 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu durumda; dava dosyası kapsamındaki bilgi ve belgeler ile aynı konuda Mahkemelerinde açılmış tüm dosyaların, bilirkişi ve inceleme raporlarının birlikte değerlendirilmesinden ve olay sonrası yapılan inceleme ve değerlendirmelerden, bu kazanın, … Madencilik Şirketi'ne ait İR:1260 sayılı ruhsat sahasında rödovansla çalışma yapmakta olan … Madencilik Sahasında üretim ve hazırlık çalışmaları sırasında, İR:… sayılı sahada 1994-1997 yıllarında ... Madencilik tarafından yapılan eski imalat çalışmalarına fazla yaklaşılması, MİGEM tarafından ikaz edilmesine rağmen 25 metrelik kontrol sondajları yapılmadan hazırlık bacalarının sürülmesi, eski çalışmalara 9 m gibi bir yakınlığa gelindiğinden, eski imalatta birikmiş suyun, aradaki topuğun yetersiz kalması nedeni ile patlayarak ocağı basması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı, her ne kadar MİGEM heyeti tarafından 21/08/2014 tarihli raporda ilgili firmaların 25 metrelik kontrol sondajlar yapılarak ilerlenmesi konusunda uyarılmış olduğu görülse de eski imalat haritalarının güncel haritalara işlenmesi konusunda bir uyarının yapılmadığı göz önüne alındığında; somut olayda davalı idarelerden Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün denetim ve gözetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği anlaşıldığından %5 kusurlu olduğu ve tazmin sorumluluğunun koşullarının oluştuğu sonucuna varıldığı, 28/10/2014 tarihinde meydana gelen kazada yakınlarını kaybeden davacıların, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarında şüphe olmadığı, kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmayan davacıların yakının vefat etmesinde kusuru olduğu belirlenen davalı idarenin, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerde oluşan maddî zararları sorumluluğu oranında tazmin etmesi gerektiği yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan ve 04/11/2019 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren, Mahkemelerince hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporunda; davalı idare Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün %5 kusur oranı üzerinden maddi tazminat hesaplandığı, eş … için 22.141,43 TL, oğlu … için 5.656,34 TL ve babası … için 3.401,15 TL olmak üzere toplam 31.201,92 TL maddi zararlarının olduğu, bilirkişi raporunun tebliğinden sonra, davacılar vekili tarafından, müteveffanın eşi … için 1.000,00 TL maddi, oğlu … için 1.000,00 TL ve babası … için 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerinin, davalı idarenin kusur durumu da gözetilerek düzenlenen bilirkişi raporuna istinaden, eş … için 21.141,43 TL arttırılarak 22.141,43 TL, oğlu … için 4.659,34 TL arttırılarak 5.659,34 TL ve babası … için 2.401,15 TL arttırılarak 3.401,15 TL olmak üzere toplam 31.201,92 TL maddi tazminat talep edildiği, böylelikle davacılardan eş …, oğlu …ve babası …'in davalı idareden kusuruyla sınırlı olarak hesaplanan toplam 31.201,92 TL maddi zararları olduğu anlaşılmakla, davacıların maddi tazminat taleplerinin kabul edilerek eş … için 22.141,43 TL, oğlu … için 5.659,34 TL ve babası … için 3.401,15 TL olmak üzere toplam 31.201,92 TL maddi tazminatın kabulü gerektiği, davanın manevi zararların tazmini istemi bakımından; bu tür maden kazalarının yalnızca davacılar için değil tüm toplum nezdinde dahi yarattığı derin üzüntü, yaşanan kazanın basın ve medyada tüm ayrıntıları ile irdelenmesi sebebiyle muris yakınlarının her seferinde olayın acısını tekrar tekrar yaşamaları ve yakınlarını böyle elim bir kazada kaybederek bir daha göremeyecek olmaları, idarenin hizmet kusuruna ilişkin tespit edilen oran da göz önüne alınarak karşılanması gereken manevi zararın, takdiren eş … için 30.000,00 TL, oğlu … için 25.000,00 TL, babası … için 25.000,00 TL, kardeşleri …, …, … ve …'nin her biri için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın kabulü ile bu miktarı aşan tazminat tutarının ise reddi gerektiği, davacılar tarafından meydana gelen olay nedeniyle ilk olarak 26/10/2015 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na maddi - manevi zararlarının karşılanması istemiyle başvuru yapıldığı, akabinde de 19/02/2016 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı, bu durumda; davacılar tarafından hükmedilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi istenildiği görülmekle, davacılar tarafından dava dilekçesinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerine yönelik olarak hükmedilecek tutarlara idareye başvuru tarihi olan 26/10/2015 tarihi, ıslah edilen tutar yönünden ise ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 20/01/2020 tarihleri esas alınarak yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; uğranılan zararın gerçek miktarının Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda net bir şekilde ortaya çıkması durumunda, ortaya çıkan bu gerçek zararın tamamının tazmini amacıyla verilen miktar artırımına (ıslah) ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp, mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varıldığı, Mahkemenin 12/04/2017 tarihli ara kararı ile Ermenek'te meydana gelen maden kazası olayı nedeniyle adli yargıda açılan veza ve hukuk davalarına ilişkin mahkeme ve dosya bilgilerinin davacılardan istenilmesi üzerine davacılar vekili tarafından sunulan 12/05/2017 tarihli dilekçede, davaya konu olay nedeniyle adli yargıda açılan hukuk davalarının … Asliye Hukuk Mahkemesi E:.., K:… olduğu görülmüş olup UYAP kayıtlarının incelenmesinden meydana gelen olay nedeniyle ilk olarak … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… esasında 08/12/2014 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı, buna göre davacılar lehine hükmedilen tazminatın, adli yargı nezdinde açılan dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği, öte yandan, ilk derece mahkemesince faize hükmedilirken, idareye başvurduğu tarih olan 26/10/2015 olarak esas alındığı, halbuki yukarıda belirtildiği üzere bu tarihin aslında 08/12/2014 olduğu da tespit edildiğinden, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat ile manevi tazminata 26/10/2015 tarihinden, ıslah dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ise söz konusu dilekçenin idareye tebliğ tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin ve buna ilişkin olarak hüküm fıkrasında yer alan ibarelerin karardan çıkarılması, "davacılar lehine hükmedilen tazminatın tamamına 08/12/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine..." ilişkin ibarenin kararın hüküm fıkrasına eklenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davacının istinaf isteminin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf istemlerinin yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilerek reddine, davalı idarenin istinaf isteminin reddine reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, davalı idarenin uğranılan zarardan dava dışı kişilerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması nedeniyle zararın tamamına hükmedilmesi gerekirken kusuru oranında tazminata hükmedilmesinin yanlış olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu; davalı idare tarafından, olayda idarelerine atfedilebilecek bir kusur olmadığı, kazanın ruhsat sahibi ve rödevansçı şirketin kusurları nedeniyle meydana geldiği, hükmedilen manevi tazminat rakamlarının fazla olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz isteminin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin ise kısmen reddi, kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının hükmedilen tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının bozulması, kararın diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar yasal faizin başlangıç tarihi dışında kalan kısımları yönünden usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından dava açılmadan önce idareye tazminat talebiyle başvuruda bulunulduğu, başvuru dilekçesinin 26/10/2015 tarihinde idare kayıtlarına girdiği, talebin zımnen reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, dava dilekçesinde, talep edilen miktara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminde bulunulduğu, davacıların miktar arttırım dilekçesinin 20/01/2020 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği görülmektedir.
Bölge İdare Mahkemesince, meydana gelen olay nedeniyle ilk olarak … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… esasında 08/12/2014 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı, buna göre davacılar lehine hükmedilen tazminatın, adli yargı nezdinde açılan dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat ile manevi tazminata 26/10/2015 tarihinden, ıslah dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ise söz konusu dilekçenin idareye tebliğ tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin ve buna ilişkin olarak hüküm fıkrasında yer alan ibarelerin karardan çıkarılması, "davacılar lehine hükmedilen tazminatın tamamına 08/12/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine..." ilişkin ibarenin kararın hüküm fıkrasına eklenmesi suretiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… esasında 08/12/2014 tarihinde açılan davada Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün davalı konumunda olmadığı, işbu davanın da adli yargı yerlerince verilen görev ret kararı üzerine değil davacılar tarafından tazminat ödenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine açılmış olduğu görüldüğünden, hükmedilen tazminata dava dilekçesinde yer alan miktarlar için idareye başvuru tarihinden, miktar arttırımı yoluyla arttırılan miktarlar için ise miktar arttırım dilekçesinin idarenin kaydına girdiği tarihten faiz yürütülmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, hükmedilen tazminata dava dilekçesinde yer alan miktarlar için idareye başvuru tarihinden, miktar arttırımı yoluyla arttırılan miktarlar için ise miktar arttırım dilekçesinin idarenin kaydına girdiği tarihten faiz yürütüldüğü görüldüğünden, temyize konu bölge idare mahkemesi kararından davacılar lehine hükmedilen tazminatın tamamına 08/12/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin gerekçenin çıkarılarak hüküm fıkrasında yer alan "1-)Davacının istinaf isteminin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf istemlerinin yukarıda açıklandığı şekilde DÜZELTİLEREK REDDİNE," ibaresinin "1-)Davacıların istinaf isteminin REDDİNE," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davacılar tarafından … Madencilik Enerji Nak. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve … Linyit Kömür İşletmeleri Ltd. Şti.'ye karşı açılan davada …Asliye Hukuk Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hükmedilen tazminat tutarlarının anılan şirketlerce ödenerek davalı idareden rucuen tahsili aşamasında mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için işbu davada hükmedilen tazminat tutarlarının dikkate alınması gerektiği de açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin yasal faizin başlangıç tarihi yönünden kabulüne, diğer temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararından davacılar lehine hükmedilen tazminatın tamamına 08/12/2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin gerekçenin çıkarılarak hüküm fıkrasında yer alan "1-)Davacının istinaf isteminin mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf istemlerinin yukarıda açıklandığı şekilde DÜZELTİLEREK REDDİNE," ibaresinin "1-)Davacıların istinaf isteminin REDDİNE," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalıya iadesine, 07/07/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.


(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, hükmedilen tazminata yürütülecek yasal faizin başlangıç tareihinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısımının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına bu yönden katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi