17. Hukuk Dairesi 2013/11571 E. , 2013/17605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı Güven Ayakkabıcılık A.Ş’nin kiracı olarak bulunduğu, davalı ...’in maliki olduğu depoda 01.05.2005 tarihinde davalı Erk Alüm. Ltd Şti tarafından çalıştırılan diğer davalılar ... ve Turan tarafından çatı tamiratı yapılırken yangın çıktığını, müvekkilinin 100.000,00 TL tazminatı sigortalısına ödediğini ileri sürerek davalı ...’ın BK’nun 58. maddesi gereğince, diğer davalıların kusurlarından dolayı sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 100.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında davalı ... hakkındaki davadan feragat etmiştir.
Davalı Erk Alüm. Ltd. Şti. vekili, davaya konu yangına sebep olan çatı tamirinde taraf olmadığını, sadece çatı kaplama ve yalıtım malzemeleri sattığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, kusurlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yangının çıkmasında davalı ...’ın %50 oranında kusurlu, bina malikinin de gerekli önlemleri almadığı için %50 oranında kusurlu olduğu, davalı ... ile davalı Erk Alüminyum Ltd. Şti arasında işçi işveren ilişkisinin kanıtlanamadığı, davalı Erk Alüminyum Ltd. Şti ile işveren sigortalı ya da işyeri maliki ... arasında yangından önceye dayalı bir iş sözleşmesi bulunmadığı, yemin teklifi üzerine de böyle bir ilişkinin bulunmadığı yönünde yemin edildiği gerekçesiyle davanın reddine, davalı Erk Alüm. Ltd. Şti. ve davalı ... yönünden ispat edilemeyen davanın reddine, %50 kusur oranına göre 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi davalı ...’tan tahsiline, davalı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı Erk Alüminyum Ltd. Şti’nin kesinleşen ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... E. sayılı dosyasında da işveren olarak kabul edilmemesi hususundaki maddi olgunun BK’nun 53. maddesine göre hukuk hakimini bağlamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki (3) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava, ticaret paket poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, yangının çıkmasında %50 oranında sorumlu bulunan bina maliki ... hakkındaki davadan yargılama sırasında feragat etmiştir.
BK"nin 50, 51. ve 142/1.maddeleri gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği defiler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşıda ileri
sürebilir. Bu defiler BK"nin 143.maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan defiler olup bunların dışında ileri sürülen defiler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. BK"nin şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK.nun 144 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. BK.nun müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği taktirde, diğer müteselsil borçlulara rücü hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, BK.nun 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.
Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK.nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerlerinin zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; davalılardan ... hakkındaki feragatin, diğer davalı ...’ın durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı ve feragatin bu davalıya sirayet edip etmediği hususu karar yerinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3)Davacı ve davalılardan ...’ın karşılıklı olarak vekalet ücretinden ve yargılama giderlerinden vazgeçtiklerini mahkemeye bildirmelerine rağmen davalı ... yararına vekalet ücreti takdir edilmesi ve 45,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.