1. Hukuk Dairesi 2018/534 E. , 2020/2926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ... parsel sayılı taşınmazının vekili davalı ... tarafından satış suretiyle akrabası davalı ..."a temlik edildiğini, satış bedelinin düşük olup, bu bedelin dahi kendisine ödenmediğini ileri sürerek vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde belirlenecek taşınmaz bedelinin davalılardan tahsiline, bu da olmadığı taktirde resmi senette yer alan 44.500,00 TL bedelin yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ıslah ile, dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye temlik edilmiş olması nedeniyle taşınmazın dava tarihi değeri olan 208.865,40 TL bedelin yasal faizi ile tahsilini istediğini bildirmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı davacının vekilinden bedelini ödeyerek satın aldığını, kardeşi olan ..."den 10.06.2011 tarihinde yurt dışında boşanan davacının boşanma ilamının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/242 Esas sayılı dosyası ile tenfiz edildiğini, davacının taşınmazı edinecek geliri olmayıp, kardeşi ... tarafından satın alınıp davacı adına tescilin sağlandığını, davacının satış iradesinin bulunduğunu, iddiaların doğru olmadığını, davalı ..., davacının ..."dan gönderdiği özel vekalete istinaden onun rızası ile dava konusu taşınmazı diğer davalıya rayiç bedel üzerinden temlik ettiğini, satış bedelini davacıya ödediğini, iddiaların doğru olmadığını, suç duyurusu sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı ... ile akrabalığı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın geçerli vekaletnameye istinaden davalı ..."a temlik edildiği, satış bedeli ile gerçek bedel arasındaki farkın tapuda az harç ödemek için bedelin düşük gösterilmesi nedeniyle oluştuğu, boşanma kararının tenfizinin istenmesinden sonra eldeki davanın açıldığı, davacının boşanmamayı ya da eşini evliliğe zorlamayı amaçladığı, davacının satıştan sonra uzun bir zaman vekilini arayıp sormadığına göre satış bedelini aldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı kişilere devredildiği, son kayıt maliklerinin davada yer almadığı gözetilerek tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının bedel isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmazın davalı ..."a temlikinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, davacının boşandığı eşinin kardeşi olan davalı ..."ın akrabası olan vekil ile el ve işbirliği içinde hareket ettikleri, ne varki taşınmazın yargılama sırasında el değiştirdiği, o halde, davacının harcını yatırmak suretiyle ıslah ile talep ettiği gözetilerek taşınmazın bedeline yönelik istek bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yoruma dayalı hukuki olmayan gerekçeler ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda bedel isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -K A R A R-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davalılar vekillerinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda, davacı taraf taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 208.865,40 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Temyiz edenin sıfatı da göz önüne alınarak, 44.500,00 TL yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmesi gerekirken, satış tarihi olan 10.03.2008 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki; değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün 2.bendindeki "10.03.2008" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine dava tarihi olan "27.09.2012" ibaresinin yazılmasına, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.